CHP Halen Mümkün
İtiraf edeyim, “CHP Olağan Kurultayı” kendi adıma bir
sürprizdi. 13 yıllık kayıplar ve hatalarla dolu bir genel başkanlık, CHP
delegesinin ferasetiyle noktalanmış oldu. Sayın Kılıçdaroğlu’nu kişi olarak
beğendiğimi söylemek isterim. Ancak, cehenneme giden yol iyilik taşlarıyla
döşelidir, sözü tam da anlatmak istediğime karşılık geliyor. Sayın
Kılıçdaroğlu, liderlik vasıfları açısından ne bir yeterliliğe sahipti ne de
bunu geliştirebildi. Stratejik düşünme açısından da büyük gafların müsebbibi de
oldu. Buna rağmen, İstanbul, Ankara seçimlerindeki öngörüsü, “Adalet Yürüyüşü”
aklımızda her zaman tazeliğini koruyacak iki büyük başarı olarak hatırlanmalı.
Ama, eksi ve artıları topladığımızda, iktidarın 13 yıldır varlığını borçlu
olduğu kişilerin başında da Sayın Kılıçdaroğlu’nun geldiğini unutmamak
gerekiyor. CHP’ye katkıları adına teşekkür edelim ve yeni sayfaya şöylece bir
göz atalım.
Sayın Özgür Özel'i takip ettiğim kadarıyla, çevremde
birçok defa dile getirmiştim, müstakbel genel başkan adayı olacağı hissini
taşımıştım. Buna rağmen, hiperaktif bir görüntü çizmesi, bazı anlarda öfkesini
kontrol edememesi liderlik şablonuma uymayan iki olumsuz göstergeydi. Türkiye’de
lider: Ağırbaşlı, tatlı sert, güzel konuşan (retorik), ikna gücü yüksek, saldırgan
beden dili (dışadönük) vb. özellikler taşıyorsa çok tutuluyor. Batı tipi
liderliğin tam zıttı diyelim buna. Özel’in de bu unsurları dikkate alması, taş
yerinde ağırdır, özdeyişinden hareketle biraz daha dengeli davranması ona
önemli kazanımlar sağlayacaktır, diye ilk değerlendirmemizi yapmış olalım.
Kılıçdaroğlu’nun seçime girmeden Özel’e ya da güçlü bir
adaya mazbatayı teslim etmesi gönlümüzden geçendi. Yakışan da o olurdu ama
Kılıçdaoğlu gene göremedi ve zaruri olarak seçimle kaybederek gitti. Giderken
de İmambakır adında kerameti kendinden menkul bir zat’ın kuliste bağırtısıyla gitti! Kılıçdaroğlu, hiçbir zaman iyi bir A Takımı kuramadı. Danışmanları tam bir
fiyaskoydu. Genel başkan yardımcılarının bir kısmı için de aynılarını söyleyebilirim. Bunları niçin anlatıyorum? Özel’in aynı hataya düşmemesi için!
CHP için çıkış yolu olarak sıralayacağım bazı başlıklar var:
Özel’in A Takımı’nı kurarken, halkta karşılığı olan,
defosuz, kendine değil partiye emek vermiş/ verecek kişileri dikkate almasıdır.
Yeni bir sayfa açmalı, halkla ilişki kurabilecek kişileri parti sözcüsü seçmeli
ve halkla ilişkiler için özel bir birim oluşturmalıdır.
Projelerinin tamamını, yaşlı ve heyecanını kaybetmiş seçmen
için değil, gençler üzerine yoğunlaştırmalıdır. Gençleri çekemeyen CHP’nin umut
olması hayal bile değildir.
Kadınlar konusunda ciddi projeler yürütmeli, partiyi erkek
hegemonyasından bir an evvel kurtarmalıdır.
Partiyle ilgili ciddi anlamda eleştiri başlıklarından birisi
de “mezhepçi” bir yönetim algısıdır. Bunun kırılması, laik bir yönetim tarzının
sergilenmesi seçmende ciddi karşılık bulacaktır.
CHP’nin Yeşil Parti (eski HDP) ile ilişkileri tam anlamıyla
açıklığa kavuşmak zorundadır. Yeşil Parti içinde iki unsuru barındırmaktadır: Birinci
unsur özgürlükçü modern bir yapı; ikinci unsur ise, Kandil’le ilişkiyi
kopartmamakta direnen diğer bir yapı. CHP üniter devletten yana mıdır, yoksa
federasyonu kabul etmekte midir? İşte tüm mesele buradadır. Bu açıklığa
kavuşmadan, cumhuriyetçi ve milliyetçi- muhafazakar kitlelerden oy almak CHP için mümkün görünmemektedir. Gerçekten en
büyük problem buradadır. Buna CHP MYK’si ciddi anlamda kafa yormak zorundadır.
CHP bir halk partisidir. Halktan kopuk, elitist bir yapı
gene algı olarak seçmende yer etmiştir. Bunu yıkmanın yolu da halkçı
politikaları, ekonomiyi, sosyolojiyi, sosyal devleti iyi anlamaktan geçer. Tek
çıkış yolu halkçılıktır. Başka yol yok!
CHP’nin denese de başaramadığı diğer bir unsur ise, dinle
arasındaki mesafedir. Oysaki CHP seçmenin büyük çoğunluğu inançlı kesimdir ama
dindar değildir. Bu gerçeği kabul etmek gerekir. Siyasal İslam’ın ekmek kapısı
olan, samimi dindarları incitmeden konuşalım, dincilik, CHP’nin kapsam alanında
olmamalıdır. Laiklik ilkesine sıkı sıkıya sarılmak ve her ortamda bunu dile
getirmek, dindar seçmen tarafından da karşılık bulacaktır. Diğer türlü, başarı
şansı yoktur. Dindar seçmen de ülkemizdeki din bezirganlığını gayet iyi
görmektedir.
CHP’nin varlığı AK Parti’ye bağlı değildir. AK Parti
eleştirisi üzerinden yapılacak siyaset kaybetti kaybedecektir. Bunu artık
kundaktaki bebek bile bilmektedir. Projeler üretmeli, çözümler sunmalıdır.
CHP’li görünen anketçi ve/veya gazeteci olup tek derdi
nemalanmak olan, kendi çıkarını gözeten bu kişilere meydanı boş bırakmamak,
bunlara karşı mesafeli olmak gerekir. Son seçimde en büyük kazık anketçilerden
ve sözde gazetecilerden gelmedi mi?
CHP içinde dar paçalı, slim-fit takım içi yelekli, sakallı
metroseksüel üye her nedense mantar gibi türedi. Genelde Passat arabası olan iş
adamı görüntüsü çizen ve maalesef daha çok rantiye peşinde koşan, genelleme
yapmayalım, bir tayfa her partide olduğu gibi CHP içinde de mevcut. Bu tayfayı
sırttan atmak, meclis üyesi, delege vb. konumlara getirmemek için parti içinde
bir denetim mekanizması şarttır. O kadar çok denk geliyoruz ki bunlara, fazla
söze ne hacet? Sözümüz arif olanadır. Yeni CHP’de Özel ve ekibine çok iş
düşüyor.
Kılıçdaroğlu döneminde meydanlar yerine “Salı Konuşmaları” tercih edildi. Özel
döneminin başlangıcında ilk kriz “Anayasa Mahkemesi- Yargıtay” arasında ortaya
çıktı. Bu krizde halkı meydanlara davet etti Özel. Demokrasi meydanla iç
içedir. Meydandan kaçan kaybeder. AK Parti her gelişmede seçmenini meydana davet
etmektedir. Meydandan korkulmaz ve yasaların tanıdığı tüm haklar meydanlarda
dile gelmelidir. Özel, bu konuda yeni bir heyecan yaratacak gibi görünüyor.
Sonuç olarak, Kılıçdaroğlu yönetemez algısı ortadan
kalkmıştır. Seçmen CHP’ye oy vermemek için bu bahaneye, belki de haklı olarak,
sarılıyordu. %48 iki kutuplu siyaset için fena değildir. Bu algı kırıldığında
rahatlıkla %50’nin üzerine çıkılabilir. Özel’in yükü ağır ve başarılı olma
olasılığı da yüksektir. Hep birlikte göreceğiz. Zaman her şeyin ilacı değil mi?
Yorum Yap