Blogger tarafından desteklenmektedir.

Tiyatroda Rejisör

 



Rejisör: Yönetmen, sahne koyucu gibi çeşitli sıfatları olan, oyunun bütünlüğünden ve rejisinden sorumlu kişidir. Görev alanı oldukça geniş olmasının yanında sahnede rol alan oyunculardan görece daha bilgili, daha deneyimli, reji alanında yetişmiş kişidir.

İdeal rejisör, tiyatro kuramlarına hakim olmak zorundadır. Bu hakimiyete ek olarak; tiyatro tarihi, sahneleme biçimleri, sahne bilgisi (rol-mimik), estetik, resim, yontu, mimari, müzik, ışık, ses bilgisi (diksiyon), anatomi, edebiyat, metinbilim ve metin çözümleme (dramaturji), göstergebilim, sosyoloji, psikoloji, felsefe, tarih vb. alanlarda eser miktarda entelektüel birikimi olan kişidir.

Çağdaş tiyatroda rejisörün işi kolaylaşmıştır. Dekor, kostüm, ışık, dramaturji, müzik alanlarında uzmanlar rejisörle birlikte çalışmakta, sahnelenen eserler daha profesyonel hale gelmektedir. Ödenekli tiyatrolar açısından büyük bir avantaj olan bu çoklu üretim, özel tiyatrolar ve amatör tiyatrolar içinse bir dezavantaja dönüşmektedir. Çünkü, birçok kalemin yer aldığı yapıtlar, ekonomik anlamda zorluklarla karşılan tiyatrolar için yük haline gelmektedir.

Biz gene ideal olandan hareketle, rejisörün işlevinden bahsetmeye devam edelim. Bu yazımızın asıl amacı, amatör tiyatrolarda rejisöre düşen yükü anlatmaktır. Rejisör kendi içinde dörde ayrılır:

1.       1. Kifayetsiz, narsist muhterisler,

2.       2. Yetenekli narsist muhterisler,

3.       3. Yetenekli bütünleştiriciler,

4.       4. Yeteneksiz ama ihtiyaçtan yönetmen olanlar.

İlginçtir, birinci basamakta olanlar, rejisörlüğü tiyatronun generallik makamı olarak addettiklerinden tek hevesleri orada yer alabilmektir. Bunlar, tam bir baş belası olup hem yetenek düşkünü hem bilgisiz hem de ihtiraslı ve yanına da narsist egosu şişik kişilerdir. Tek mottoları, ben yaptım oldu’dur.

İkinci grupta yer alanlar, büyük reji insanları olup aynı oranda egoları da büyüktür. Türk tiyatrosunda sayıca üstünlükleri tartışılmaz.

Üçüncü gruptaki rejisörler hem tiyatro bilgileri hem de davranışlarıyla tiyatro için doğmuş, her konuda kendini yetiştirmiş, egolarından arınmış, takım oyununa uygun hareket ettikleri gibi rejiyi de çok iyi bilirler.

Son grupta yer alanlar ise, amatör tiyatro kadroları içinde ihtiyaç hasıl olunca görevi zaruri alan kişilerdir. Kimseye bir zararları yoktur ve egoları da şişik değildir. Tek sakıncalı tarafı, tiyatroyu pek bilmezler.

Amatör tiyatrolar için birinci grupta yer alanlar tam bir fecaat oluşturur. O tiyatronun diğer sezonu görememesinin biricik müsebbibi gene onlar olacaktır. İkinci gruptakiler ise, amatör tiyatrolar için kaosu doğurur. Oyun çok iyi çıksa da grup dinamizmi yoktur, herkes rejisöre bağımlıdır, onun egosunu tatminle görevlidir. Oyun ikinci planda olup kulis faaliyetleri sonsuz seviyededir. Üçüncü gruptaki rejisör ise, amatör tiyatrolar için kurtarıcıdır. Hem grup dinamizmini sağlar hem eğitir hem iyi oyun sahneler. Son gruptakiler için diyecek bir şey yok. Çünkü tiyatro sanatının en önemli işlevi iyi oyun sahnelemektir. Bu olmayınca, amatör tiyatro dediğimiz, halk arasında; piyes, müsamere gibi adlandırılan temsiller çıkar karşınıza.

Yukarıdaki girizgahtan sonra, amatör tiyatroda rejisör nasıl olmalı sorusunun yanıtını bulmaya çalışalım. Rejisör, herkesten önce sahneye gelmelidir. Yardımcısıyla birlikte o gün üzerinde çalışılacak sahneyle ilgili değerlendirme yapmalıdır. Yardımcısı, provalar esnasında her hareketin, rejinin ve sahne coğrafyasının vd. planını anlık kaydetmelidir. Rejisör, sahnede reji vermez. Reji önce zihinde tasarlanır, sonra notlar alınır, ardından yardımcısıyla konuşulur ve o gün provada tatbik edilir. Provadan provaya reji vermek tam bir amatörlük işaretidir. Rejisör, en az birkaç hafta öncesinden sahnede neyin nerede olacağını, rejinin işleyişi şemasının ne olacağını tasarlar. Bu sağlıklı olanıdır. Amatör tiyatroda, rejisör gelir, o gün reji verilir ve her şey birbirine girer. Her kafadan bir ses çıkar. Tiyatrodan bıkarsınız.

Reji denilen unsur aslında bir orkestrasyondan başka bir şey değildir. Orkestra şefi gibi tüm unsurları bir araya getiren kişidir rejisör. İyi oyuncu, nerede nasıl duracağını bilir, sahne vurgusunu bilir; sesi kullanmayı, tonlamayı, vurgulamayı bilir. Rol-mimik de oyuncu tarafından önceden tasarlanmıştır. Amatör tiyatroda rejisörün işi kolay değildir. Yukarıda sayılanlarla teker teker mücadele etmek zorundadır. Kimi yerde oyuncunu duruşu, kimi yerde tonlaması kimi yerde de sahne trafiği… Halbuki doğrusu, oyuncu yapar, rejisör onar. Rejisör, resmin tamamından sorumludur. Tabii ki, oyuncu fikirlerini söyleyecek, eklemeler yapacaktır. Ancak kifayetsiz yönetmen için bu durum ciddi bir kakafoni doğurur. Her kafadan ses çıktığı anda rejisörün resmin tamamına ulaşması hemen hemen imkansızdır. Tiyatro kuramları içerisinde ortak reji örnekleri mevcuttur. Evet, bunun olabilmesi için herkesin eşit seviyede donanıma sahip olması ve eser miktarda tiyatroya hakim olması gerekir. O zaman biri bütünlük çıkacaktır ama dengenin az olduğu topluluklarda bir şef daima gerekir.

Rejisörün bir teknik yardımcısı da mutlaka olmalıdır. Bu kişi oyuncular içinden olabilir. Çünkü amatör tiyatroda en son akla gelen tekniktir. Kervan yolda düzülür, mantığıyla sona kalır teknik. Böylece oyun tatsız tuzsuz tam amatörce bir şey olur. Dekor, kostüm, aksesuar, müzik, ışık gösteriden en az bir ay önce tamamlanmış olmalıdır.

Amatörler için bir başka sıkıntı da ezber sorunudur. Rejisör, provaların başlangıcında ezber konusu halletmek zorundadır. Diğer türlü provalar kaplumbağa hızında ilerler ve aylarca sürer.

İlk provalarda dramaturji, oyunun yorumlanması, ekleme ve çıkartmalar, okuma provası (boğumlanma, vurgu ve tonlama) mutlak surette kemale ermelidir. Diğer türlü oyuncu diksiyon hatalarını bir alışkanlığa döndürecek ve oyun boyunca aynı hatayı tekrarlayacaktır.

Amatör tiyatrocular arasında da yıldız tipler, daha yetenekli olanlar, tiyatroyu daha iyi bilenler kuşkusuz çıkacaktır. Onların rol çalması ya da oyunu tek başlarına sırtlanmaları rejisör için affedilemez hatalardan birisidir. Amatör oyunlarda birkaç kişi çok parlar, yeri gelir rol çalar ve rejisör buna bilerek ya da bilmeyerek göz yumar. Bu tarz oyuncular sayesinde “yetersiz” rejisörün açıkları kapanır. Gören gözler içinse rejisöre eksi puandır. O nedenle, rejisör rol çalmaya yeltenen, vurguları üzerine alan oyuncuyu stabil hale getirmek, oyundaki dengeyi sağlamak zorundadır. Çünkü, amatörlüğün göstergelerinden birisi de bir ya da birkaç oyuncuya oyunu yıkmak diğerlerini es geçmektir.

Diğer bir amatörlük göstergesi ise, fantezilerdir. Oyunun yapısına uymayan; müzik, ışık, doğaçlamalar, eklentiler vd. rejisörün ihtiyatla yaklaşması gereken alandır. Amatörlerde oyun bir anda ekseninden kayma tehlikesi taşır. Sadece provalarda sınırlı kalmaz. Oyun esnasında da olabilir. Bu nedenle, oyunun direği sağlam olduktan sonra farklı denemelere girişilebilir ama bunun için en önemlisi bütünlüğe uymasıdır. Her kafadan çıkan farklı fanteziler, oyunu yamalı bohçaya çevirir. Oyuncu bunu fark etmez, mutludur da… Ancak profesyonel gözlerden bu kaçmaz. Kendi adıma, en rahatsız olduğum şeylerden biridir bu fanteziye yönelmek. Amatörce olduğu kadar, seyircinin göz zevkine, oyun estetiğine, oyun dengesine zarar getirir.

Oyunlarda koreografi, dans gibi oyunu zenginleştirici unsurlar bulunacaksa bunun müsamere havasında olmaması gerekir. Eğer üzerinde çalışılamayacaksa hiç yapılmaması daha iyidir.

Rejisörlerde çok sık görülen “etik dışı” diyeceğimiz, başka rejilerden kopyalama, aparma gibi hadiseler son derece rahatız edicidir. Bu bir tavır meselesidir. Yıllar önce bir provada, daha önce rejisörlük yapmış bir kişi bulunuyordu. Oyuna müdahale etti ve birkaç figür, mimik gösterdi. Herkes bayıldı. İçime kurt düştü. Araştırdım ve o figürlerin aynısını, “youtube üzerinden”  aynı oyun için ABD’de sahnelemiş bir topluluktan izledim. Çünkü, oyunun çok dışında başka bir kuramda rejiyi içeriyordu figürler. Bu tarz kopyalamalar sanatın da ruhuna aykırıdır. Rejisörlerin kendi bilgilerine itimat etmesi her şeyin başında gelir. Büyük reji de bu değil midir?

Amatör tiyatrolarda rejisörün en çok dikkat etmesi gereken durum oyuncu sayısıdır. Mevcut sayı üzerinden text bulunursa o bir facia demektir. Çünkü, biri gelemez, birinin işi çıkar, diğeri bırakır. Oyun ortada kalır. Mevcut kadronun yarısını esas alıp text arayışına gitmelidir. Başrol oyuncular için de bir cast (yedekleme) mutlaka gerekir. Diğer türlü, diğer sezonda nal toplamak işten bile değildir.

Amatör oyuncu bazen sahnede takılır. O rolü yeterince yapamadığına inanır. Bir tirada takılır, altından kalkamaz. Rejisör, bunu görmelidir. Yapacağı şey, tiradı kesmek ve/veya ekleme yapmaktır. Oyuncuyu o tiratla çalıştırsa da oyuncu bir kere yapamayacağına inanmıştır. İnatlaşmamak gerekir.

Başarılı rejisörlüğün ilacı çok oyun yönetmekten geçer. Sadece alaylı olmak yeterli değildir, kuramsal boyuta da pek tabii hakim olunabilir. İkisi bir arada olunca tadından yenmez. Bunun için de zaman gerekir, deneyim gerekir, bilgi gerekir. Reji kumaşı varsa da henüz tam pişmemiş olabilir. Rejisörün bunu bilmesi ileride yöneteceği oyunlar için avantaj sağlar. Çünkü kimse anasının karnından rejisör doğmaz.

Amatör tiyatrolarda niyet daima halistir. Tiyatro sevgisi ekseninde bir dayanışma içerir. İşte, sanatı ticarileştirmeden, sanat ruhunu ortaya çıkartan ve emek sarf eden tüm amatörlere selam olsun. Alkışımız onlaradır.

Ancak, ilk iki sırada yer alan rejisörler, amatörler için siyanürden daha beterdirler. Söylemedi demeyin. Her ne kadar sürç-i lisan ettikse affola.

 

 

 

 


1 yorum:

  1. Oktan Erboğa12 Ekim 2023 09:54

    Kaleminize, kelamınıza sağlık hocam, bir solukta okudum. Umarım birgün 3. kategoride bir rejisör olabilme şansımız olur.

    YanıtlaSil