Blogger tarafından desteklenmektedir.

Sosyal Medyada Fenomen Olmak İçin İpuçları

 



İlk Çağ, Orta Çağ, Yakın Çağ ve Yeni Çağ’dan sonra şimdi “Sosyal Medya Çağı”na adım attık. Gerçekle sahtenin içi içe girdiği ve herkese en az bir kerelik meşhur olma imkanı veren bir çağdan söz ediyorum.

Bu çağ, nitelik yerine niceliği öncülleyen, içi boş ve bir o kadar da cehaleti sarmalayan bir yapıda karşımıza çıkıyor. Liyakatin önemli olmadığı, herkesin her konuda konuşabildiği ve istediği kişiyi anında oyun dışına çıkartabilecek büyük bir ivmeye sahip. Hal böyle olunca, kitleler için sosyal medya aforozu, korkutucu bir kabusa dönüşmüştür. Sosyal medyanın kerameti kendinden menkul fenomenleri her an yanınızda bir tık ötenizde. Onları tanıyalım mı ne dersiniz?

Psikoloji bilimi insanın çevresiyle ilişkilerini dörde ayırmaktadır: İçe dönük, uçarı içeri dönük (melankolik); dışa dönük, uçarı dışa dönük (fevri).  Sosyal medyada yer alan kişilerin hemen hemen tamamı dışa dönük kişilerdir. İçe dönük yapıdaki kişilerin sosyal medya yerine kendi dünyalarında mutlu olduğu, kendi kendilerine yetebildiği ama bazı durumlarda da çok fazla melankoli içine girerek depresif bir yapı sergiledikleri de vakıadır. İnsan sosyalleşerek tekamülünü tamamlamaktadır. İçe dönük kişiler içinse yaptığı işler, hobileri, uğraşları bu açığı kapatmaya yardımcı olur. Bilim insanları, kompozitörler çoğu zaman dâhiler de bu grupta yer alır.

Dışa dönük insanları yukarıda ikiye ayırmıştık. İlk grupta olan dengeli ve sosyal kişilik özelliği taşır. İkinci grupta yer alan uçarı dışa dönükler ise bu yazının kilit taşı, sosyal fenomenleridir.

Narsist yapıdaki kişiler sürekli gündemde kalmaktan hoşlanır. Narcissus göldeki aksine bakıp kendine hayran olmadı mı? İşte bu hayranlığı tatmin için narsist insanlar sosyal medyadan beslenir. Narsistler dışa dönüklerdir. Her insanda kendini beğenme, kendini güzel görme gibi unsurlar bulunmalıdır ki son derece de doğaldır. Ancak, bunu abartmak, arızi bir durumu akla getirir. Narsist kişinin aslında iç dünyasında kırılgan, ezilmiş, yalnız bir kişi olduğunu söylemeye gerek var mı, yok tabii ki. İşte bu açığı sosyal medya yoluyla gidermektedir.

Gelelim sosyal medyadaki uçarı dışa dönük kişilere. Bunlar pek güvenilmez, ne zaman, nerede ne yapacakları pek belli olmaz. Bunları tanımak istediğinizde genellikle; çok konuşan, giyimine özen gösteren ya da fiziki özelliklerini gizleyen, her an paylaşım yapan (nöbetçi), sözüm ona espri yapan (boşboğaz ya da zevzek) güvenilirliği düşük, çıkarcı kişiler olarak tanımlamak mümkündür.

Örneklerle konuyu açalım. Geçenlerde sosyal medyada gündem olan bir çift vardı. Milyonlarca takipçileri var. Herkes onlardan bahsediyor. Bir baktık ki vergi kaçakçısı çıktılar. Bir başka milyonlarca takipçisi olan sosyal medya fenomeni, bir kadını dolandırmaktan mahkemeye verildi. Benim şahsen tanıdığım milyonlarca takipçisi olan bir başka zat ise, konuştuğu alanda tam bir şaklaban olsa da onu kimse tanımadığı için bir değer atfediliyor. Ünlü bir kişi, bir toplantıda aynen şunu demişti. “Yahu ben size anlatıyorum ama, üç kez boşandım. İmamın dediğini yap, yaptığını yapma!” O misal bazıları da vicdanlı çıkıyor. Tanıdığım bir başka sosyal medya fenomeni sözde bilimsel paylaşımlar yaparak çevre yapıyor ve bunu ticari amaçları için kullanıyor. Yakında çıkar kokusu. Aynısı diğer fenomenler için de geçerli. Kerli ferli bilge pozunda büyük abiler, ablalar konuşuyor da konuşuyor ve gün geçmiyor haklarında bir skandal patlak vermesin. Sosyal medya kişileri kusursuz, mükemmel göstermeyi amaçlar. Oysaki kim eksiksiz ve tamdır? Egoist, ona buna saran, beğenilme duygusunu tatmin eden kişiler için takipçi sayısı arttıkça şımarıklık dozunun artması işten bile değildir. Kişi hukuk profesörü, ekonomiyi anlatıyor. Biri imam hatip, tarih dersi veriyor. Kimin ne yaptığı artık belirsizleşti.

Sosyal medyada gündem olmak aslında son derece basittir. Bunun şifrelerini şöyle verebiliriz:

Maymun Kanzi, ateş yakıyor, yemek yapıyor. 3.000 kelimeyi anlıyor ama en önemli mahareti, konuşamadığı için, işaretle iletişim kurmak. Parmakla göstermek. Bu çağda iletişim yerini parmakla göstermek like’lamak aldı. Az sözcük, çok görsel. İşte ilk formül bu.

İkinci olarak, uzun cümleler yerine sloganlar kullanın. Sloganlar ortalama zekaya hitap eder ve çok çekicidir.

Bir tarafa ait olun (bir ideoloji, siyaset, ırk,  din, görüş, takım vb.). O grubun düşüncesine uygun görsel ve sloganlar paylaşın. Karşıt görüşü reddedici olsun, aşağılasın, alay etsin vb. Bakın takipçi sayınız ne oluyor?

Güzelliğinizi ve çekiciliğinizi kullanın, seksapeli ortaya çıkartın. Tayvan’dan, Milliyetçi Çin’den bile takipçiniz ceptedir.

Kendinizi başarılı, varsıl ve zeki gösterecek etkinlikler, paylaşımlar yapın. Fena gideri vardır ve bu bahsi geçenler sizde olmasa da sorun yok. Tutar.

Hep sevilen, sayılan ve çok güvenilir bir imaj da takipçi sayınızı arttırır. “Aaa, bak ne çok seveni var, ben de seveyim,” der ve peşinize takılırlar. Oysa, bir insanın çok seveni varsa ya büyük bir yalancıdır ya da gerçekten ciddi işler yapmaktadır. Bir şair, bir ressam, bir bilim insanı, öğretmen, hayırsever vb. Eğer çok ciddi başarıları yoksa onu boş verin gitsin.

Psişik, psikolojik, nevrotik, duygusal gelişim vb. paylaşımlar yapın. Tane tane anlatın; şaşırtın, ağlatın. Yazarken bile kendimden geçtim.  

Hayvanlar alemi, doğa, organik yaşam vb. paylaşımlar bizi yüreğimizden yakalar. Verin mehteri.

Gündem olacak sözler paylaşın. Mesela, küresel ısınma ABD’nin diğer ülkelerde üretimi durdurmak için ortaya attığı planın bir parçası, kanmayın, deyin. Sizi uzaylılar bile takip edecek, like atacaktır.

Sosyal medyada yapılan paylaşımlar bir değer taşımıyorsa, daha çok kişiyi ön plana çıkartıyorsa emin olun takipçisi katlanarak büyüyecektir. Göbek atan genç adam gibi.

Unutmayın, sosyal medya fenomeni olunacaksa “herbokolog” bir beceriniz olmalıdır. Kanalınıza abone olmayı unutturmamak için her an gündemde olmalı; labut atma, amuda kalkma, maymun Kanzi gibi ateş yakma ve sonrasında söndürme vb. beceriler şart. Yoksa unutulup gidilebilir. Sosyal medyada fenomen olmak süreklilik ister.

Sosyal medya fenomenleri her zaman da boş yapmazlar. Bir kere zekiler de vardır aralarında. Öyle olmasa bu kadar akıllıyı peşlerine takıp nasıl fenomen olsunlar. Bu da takdire şayan bir başarıdır, hakları yenmesin. Diyor ki: “…… hocanın yorumlarına bayılıyorum.” Halbuki o kişi hayatında hoca olmamış. Bir sayfa kitap çevirmemiş. Kendini hocaymış, öğretmen ya da akademisyenmiş gibi göstermek bir maharet değil mi?

Okumayan toplumlar için en ideali, onların yerine okuyan ya da araştıran (!), boş yapan kişilerin peşinden gitmektir. Bu kadar eleştiri sonucunda, sosyal medyayı yararlı işler için kullanan, takipçilerine bir değer sunan herkes başımızın üstünedir. Bu değer her zaman ciddiyet arz etmez. Bazen bir komedi de pek tabii bir değerdir. Çünkü komedi akılcılığın bir tezahürüdür. Şaklabanlık ise, aptallığın. Uçarı dışa dönük kişilere pek imkan verilirse 3. Dünya Savaşı’nı çıkartabilecekleri hesaba katılmalıdır. Trump, bu tipin (fenomenlerin) siyasi temsilidir.

Bu yazıyı niye kaleme aldım? Gece bir mesaj geldi Facebook’tan: “Üstadım, sizinle sohbet güzel oluyor.” Ama zil zurna sarhoş ve cümleler, sözcükler iç içe. Daha önce de benzerini yapmıştı.  10 binin üzerinde Facebook’ta takipçisi var. Bastım engeli, huzurla uyudum. İyi birisi ama ben o kadar sosyal değilim.

Efendim, malum yazıyı okudunuz. Kanalıma abone olmayı da unutmazsınız artık 😀

 

 

 

 

 

 

 


Hiç yorum yok