Blogger tarafından desteklenmektedir.

Enes Kara ve Yeşil Gece Romanı


 

 

Reşat Nuri’nin “Yeşil Gece” romanı, Milli mücadele öncesi İzmir Sarıova’da geçer. Roman kahramanı Ali Şahin Bey, başmuallim olarak (kendi isteğiyle) tayinini Anadolu’nun bu gelişmemiş, kendi tabiriyle yobaz mezrasına isteyecektir. Giriş bölümünde fakir bir imamın oğlunun hikayesi anlatılır. Normal mektepten alınıp hıfzı (hafız olmak) çalıştırılmak üzere Hafız Rahim Efendi’ye teslim edilmişti. Hafız, celalli biri olup sopayı çocukların kafasına vurdu mu hepsini terbiye eder, baskıcı bir adamdır. Romana konu olan çocuk da bir sene içinde akıllı, uslu bir talebeye dönüşecekti. Velhasıl, Hafız’ın baskısı sonuç vermiştir ama çocuğun her geçen gün rahatsızlığı artacak, bayılmalar, burnunda kanamalar başlayacaktır. Çocuğun hafızlığının tescilleneceği gece tüm eşraf bir arada bu anlamlı gün için davet edilmiştir. Çocuk herkesin önünde bayılır ve üç gün sonra da vefat eder. Babası bu durumdan hiç yoksunmaz, mahalleli de ölen çocuğun kendilerine şefaat sağlayacağını dile getirir, çocuğun şehadetinden adeta bir memnuniyet hasıl olur. Ali Şahin Bey, ise bu saçmalığa, softalığa, yobazlığa asla anlam veremez. Tek isyan, çocuğun annesi tarafından dile gelir: “- Evladım… Evladımı öldürdüler! Katiller!” diyerek camı çerçeveyi kıracaktır. Ali Şahin Bey de: “ -Kadının hakkı var Rasim, dedi. O çocuğu el birliğiyle biz öldürdük. Sen… ben… o… o… Hepimiz.”

Enes evladımızın ölmeden önce yaptığı paylaşımda, umutsuzluk içine düştüğü ayan beyan ortadadır. Umudunu yitiren insanların en zayıf düştüğü anda intihara sığınması psikolojik bir olgudur. Depresyonun artması, umutsuzluk, bunalım, yoğun kaygı vb. durumlar intiharı tetiklemektedir.  Belli ki evladımız uzun süre böyle bir durumdan muzdaripmiş.  Bizi ilgilendiren kısım ise, Enes’in aile ve/veya çevre baskısıyla istemediği bir ortamda tutulması hadisesidir. Gene bizi ilgilendiren başka bir konu da Enes’in ailesinin, okul arkadaşlarının, hocalarının sessizliğe gark olmasıdır. Babasının dile getirdiği ifade ise, akıllara ziyandır maalesef: “Yirmi beş yıldır tarikatın içindeyim, bir zararını görmedim.” Oğlun ölmüş beyefendi, bundan daha büyük ne zarar olabilir ki? Oğlunuz video kaydıyla, sizi ve ailenizi fazlasıyla eleştiriyor. Hatta “Ne yapacakları belli olmaz.” diyerek de korkusunu dile getiriyor.

Devlet yetkililerinden bir zat da “Orası cemaat yurdu değil, apartman dairesi.” demedi mi, devrelerimizin hepten yandığı bir ifadeyi de duymuş olduk, duymaz olaydık. İnsanların nerede nasıl yaşayacağı, hangi inancı taşıyacağı veya taşımayacağı yasalarla teminat altındadır. T.C. vatandaşı herkes inancını istediği şekilde yaşayabilir ve bunu ifade etme hürriyetine de sahiptir. Buna rağmen, birtakım dernek, vakıf veya cemaat yurtlarında kalan öğrencilerin de bazı baskılara gark olduğunu duyuyoruz, Enes de bunun en son örneği. Devlet adeta duymadım, görmedim, söylemedim edasında. Muhalefet adına da Sayın Kılıçdaroğlu’nun aklın havsalanın almayacağı bir açıklamayla olayı örtbas etmeye yeltenmesi izahtan vareste bir durumdur. Öyle büyük bir garabet var ki, olayı kimse dile getirmek istemiyor. İyi de bu çocuk niye öldü? Bu ölüme seyirci kalmamız mı istenmektedir? Dişe dokunur tek açıklama pop sanatçısı Tarkan’dan geldi. Demek ki o da olmasa yandı gülüm keten helva!

Bundan yirmi yıl kadar önce cemaatler, inancımızı istediğimiz gibi yaşayamıyor, düşüncelerimizi yayamıyoruz, diye feveran ederlerken, şimdi de bu inancımızı herkes yaşamalı, tek doğru olan bu, bizim karşı istikametimizde düşünemezsiniz, buna izin vermeyiz vaveylasını koparıyorlar. Olan ülkemize, gençlerimize oluyor. Biz bu dersi en son FETÖ Darbesi’nde iliklerimize kadar hissederek almadık mı?

Ali Şahin Bey, irfan mücadelesini aynı imamın ikinci çocuğunda verecek, onu okula yazdıracak ve anneyle işbirliği yaparak kazanacaktı. Erken pes etmemeliydin Enes! Doktor olup hayat verecektin.

Romanda ne diyordu Ali Şahin Bey: “ -Kadının hakkı var Rasim, dedi. O çocuğu el birliğiyle biz öldürdük. Sen… ben… o… o… Hepimiz.”

Evlat, ölüm çocuklara yakışmaz, sana da yakışmadığı gibi…

 

 


 

Hiç yorum yok