Blogger tarafından desteklenmektedir.

Kılıçdaroğlu’nun Önündeki Engel Kendisi mi

 





Sayın Kılıçdaroğlu, parti çevresinde saygılı, nazik, beyefendi üslubuyla bilinir. Girdiği tüm seçimlerin (son Yerel Seçimler hariç) kazananı da olamamıştır. Son yapılan Metropoll Eylül 2021 anketinde Kılıçdaroğlu; Yavaş, İmamoğlu, Akşener, Erdoğan ve Bahçeli’den sonra 6. sırada kendine yer bulabilmiştir.

Kılıçdaroğlu, Alevi kimliğiyle sünni kesimin bir kısmından; Kürt kimliğiyle de milliyetçi kesimin bir kısmından oy alamamaktadır. Özellikle yaratılan bu kimlik siyaseti, seçmen nezdinde karşılık bulmuş ve oy verme kriterleri içerisinde kimlikler ön plana çıkartılmıştır.

Kılıçdaroğlu, son Yerel Seçimler’de bu algıyı kırarak Yavaş ile milliyetçi kesimin, İmamoğlu ile de mütedeyyin kesimin ezberlerini bozmuş, doğru bir hamleyle iki büyük şehri kazanabilmiştir. Seçmen davranışlarında, CHP’ye değil de CHP’nin çıkartacağı adaylara (seçmene benzeyen) oy verildiği bir vakıadır. Hal böyle olunca, doğru adayla (seçmene hitap edebilen) yola çıkıldığında seçmende bir kanaat değişikliği yaratılacağı bilindik bir konu haline gelmiştir.

Kılıçdaroğlu’nun 2023 seçimleri için gördüğü rüya (kendisinin de deklare ettiği gibi) aday olabileceği yönündeydi. Tabii ki bu durum gerçekle örtüşmüyor. Seçmen algısını ve davranışı bilemediğinizde yeni ve büyük bir mağlubiyet yaşamanız kaçınılmaz olacaktır. Uzun bir girizgahtan sonra, ağzımızdan baklayı çıkartıp çözüm önerilerimizi sıralayalım.

Cumhuriyet Halk Partisi seçmeni, genel anlamda Batı’ya yakın bir profilde, dil bilen, yurt-dışına aşina, eğitimli bireylerin kümelendiği mazisi olan büyük bir partinin destekçisidir. CHP, insan kaynakları olarak bakıldığında; iyi eğitim almış, zeki, dil bilen, Doğu-Batı sentezine ulaşmış, belagati kuvvetli, yıpranmamış, genç-dinamik çok sayıda partili ve destekçisi ile yeni yüzleri bulabilecek bir siyasi oluşumdur. Buna rağmen parti, ne gençleşebilmekte ne de eski yöneticilerin yerine yeni yüzleri ortaya çıkartabilmekte bunda da mahir olabilmektedir.

Z Kuşağı’nın 2023’te belirleyici olacağı herkes tarafından bilinmektedir. Eski yüzlerden yeni fikirler (istisnalar hariç) pek çıkmaz. Şöyle izah edelim. Siz yıllarca verilen krediyi bonkörce harcadınız. Tekrar kredi için kapı çaldığınızda kimse size kredi vermez. Siyaset ve seçmen davranışları da böyledir. Seçmen bir kez güvenini kaybetti mi, ağzınızla kuş tutsanız faydasızdır. Bugün iktidar partisi erirken ve eriyen oyların muhalefete gitmesi gerekirken, MHP’ye gitmesi ya da oy vermeyeceğim, kararsızım gibi çeşitli mazeretlerle seçmenin muhalefete yönelmemesi pek bir manidardır. Makarnacı, kömürcü diye yaftalanan tayfa, yaftalayanını unutmaz ve ona güven duymaz.

Diğer bir konu da CHP’nin rotasıyla ilgilidir. Ulusalcı mı, Atatürkçü mü, Merkez Sol mu, Devrimci Sosyalist mi, Kürt Federasyonu destekçisi mi? Bu konular ciddi anlamda havada kalmaktadır ve halen büyük bir sorun oluşturmaya namzettir. MHP, İYİ Parti ya da HDP’nin, AK Parti ile Saadet’in çıkış noktaları ortaktır ama CHP halen rota esrarını korumaktadır. CHP, 2018’den sonra olumlu anlamda eksen değiştirmeye başlamış, halkla iletişim kurmanın yollarını arar olmuştur. Çıkarttığı başkan adaylarıyla da bunu sağlamasını yapabilmiştir. Buna rağmen CHP, ekonomik çözümlerde çok geç kalan bir partidir. Hatırlarım 2014-2015’te Genel Merkezde kocaman bir kitap vardı: “Tayyip’in Yalanları”  sadece Tayyip Erdoğan eleştirisi içeren bir kitap… Siyasetin varlık nedeni rakip siyasetçi değildir, sizin ortaya koyacağınız projeler ve halkı ikna stratejileridir. Sürekli olumsuzluk değil, olumlu ve geleceğe ışık tutan hedeflerinizdir sizi var eden. Bunlar uzun mevzular, netice olarak Sayın Kılıçdaroğlu 2023’te büyük bir zafer kazanmak istiyorsa çok basit bir hamle yapmalıdır. Koltuğunu yukarıda saydığım özelliklere haiz, yıpranmamış, genç, eğitimli, hatip, kadın-erkek bir adaya devretmelidir. Onu da kendi aday göstersin ve parti içinde de hizip oluşmasın. Emin olun 2023’te umulmadık bir başarı gelecektir.

Kılıçdaroğlu, partinin gerçek beyefendisi olarak “Onursal Başkan” sıfatını hak edecektir. Ve naçizane bir tüyomuz olsun, koltuğunu devrettikten sonra CHP’li kimliği değil, partiler üstü kimliği ön plana çıkar, bu da 2023 Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendilerine bir sürpriz yapma fırsatı verir.

Köprüden geçerken at değiştirilmez, dediğinizi duyuyorum. Daha köprüye gelmedik ama köprüden önce son çıkış noktasındayız.


Hiç yorum yok