Blogger tarafından desteklenmektedir.

Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Üzerine

 



 

Bu yazıyı kaleme alırken edebiyat, sanat ve iletişim alanındaki ucundan azıcık bilgi ve görgümü ortaya koyacağımı belirtmek isterim. Devletimiz, bildim bileli sanatçılarımızı taltif eden “Devlet Sanatçılığı”, “Kültür Sanat Büyük Ödülü” törenleri düzenlemektedir. Yılda bir yapılan bu törenle, sanat ve kültür alanında ülkemizde ve dünyada ses getiren değerli sanat-kültür insanlarına ödülleri verilmektedir. Bizi memnun eden bu ödül törenleriyle ilgili naçizane birkaç değerlendirmede bulunmak isterim. Bu yılki törende Cumhurbaşkanımız ve aynı zamanda AK Parti Genel Başkanımız şu ifadeleri ettiler:

“Beklediğimiz o sanatçı önce kendisi olacaktır, davasını sanatıyla ifade edecektir. Beklediğimiz o sanatçı vaktini ve enerjisini dünyanın iyiliği adına ürettiği eserleriyle gösterecek, sanatını icra ederken dünyadaki akranlarını geride bırakacaktır. Beklediğimiz o sanatçı zulme ve adaletsizliğe karşı bir çığlık olarak yaptığı şarkısıyla, dünya müzik listelerini sallayacak, müzikteki evrensel anlayışları değiştirecektir. Beklediğimiz o sanatçı slogan atarak kendini göstermeye çalışmayacaktır, başarılarıyla dünyanın en muhteşem salonlarında ayakta alkışlanacaktır.

 Beklediğimiz o sanatçı ortaya koyduğu bir sanat üslubuyla veya icat ettiği bir sanat formuyla adını sanat tarihine yazdıracaktır. Beklediğimiz o sanatçı ürettiklerinden dolayı parmakla gösterilecek, üslubuyla herkesi peşinden sürükleyecektir. Beklediğimiz o sanatçı gündemin peşinden savrulmak yerine, dünyaya gündem verecek, performansıyla rekorlar kitabına girecek, tarzıyla sanat modası oluşturacaktır. …”

 Sanatçının “dava”sı konusuna pek bir açıklık getirilmemiş olsa da biz fakirler bu “dava”nın ulusal ve evrensel değerlere sahip çıkmak olduğunu algılarız. Yukarıdaki diğer tespitler, son derece önemli olup dikkate alınacak türdendir. Metin okunduğunda sanat ve kültür insanının insanlığa hizmet etmesi, herkes tarafından tanınması, saygı duyulması olduğu sonucu çıkmaktadır. Hal böyleyken, uzun yıllardır ödül verilen sanatçıların ağırlıklı olarak “Milli Görüş” çizgisinden gelmesi ya da onu temsil etmesi, evrensel kültüre katkıları açısından kafamızda soru işaretleri doğurmaktadır. Pek tabiidir ki, hem ulusal hem de evrensel kültüre hizmet eden sanat insanları içerisinde daha yerel olanlarını da dikkate almak bir tercih nedenidir ve ödüllendirmek de gerekir.  Buna rağmen, Cumhurbaşkanımızın ve Ak Parti Genel Başkanımızın uzun konuşmasında yer bulan, evrensele ulaşan sanat-kültür insanlarımızla ilgili temennilerine karşılık gelen değerlerimiz de hatırlanmalıdır. Örnek verecek olursak;

  • Türk müzik kültürünün en önemli enstrümanı bağlama’nın, günümüzdeki temsilcisi, hocaların hocası, virtüöz Arif Sağ [ Bu yıl gitarist (Batı kültürü enstrumanı) Özdemir Erdoğan’a ödül verildi.],
  • Dünya rock festivallerinin kraliçesi ve Anadolu’nun sesi, kompozitör ve ses sanatçısı Selda Bağcan,
  • Tasavvuf müziğimizin en değerli enstrümanı ney’in dünyaca ünlü kompozitörü Neyzen Kudsi Ergüner,
  • Türk tiyatrosunun yaşayan en önemli aktörü (kimse bilmese de) ve dünyanın birçok yerinde İngilizce, Fransızca gösteriler de icra eden Genco Erkal, Devekuşu Kabare’yle yola çıkan Haldun Taner’in talebesi, geleneksel Türk tiyatrosunun (tarz olarak) son temsilcilerinden Metin Akpınar, sonrasında kurduğu konservatuvarla, Müjdat Gezen,
  • Türk tiyatrosuna rejisör ve oyuncu olarak katkı sağlayan, aynı zamanda ses sanatçısı olan Ayla Algan.
  • Gravür sanatımızın önemli isimlerinden ve “Karadeniz”i ilmek ilmek dokuyan ressam Aydın Kaptan ile dünyaca ünlü ressam ve oyuncu Mehmet Güleryüz,
  • Felsefe, kültür, sanat alanında: Prof. Dr. İonna Kuçuradi, Ahmet Turan Oflazoğlu, Prof. Dr. Betül Mardin, Prof. Dr. Ahmet Aslan, Oruç Aruoba, Nihat Genç,
  • Türk çocuk edebiyatının yıldızı ve yurt dışında da okunan Gülten Dayıoğlu, diğer romancılarımız ise: Buket Uzuner, Selim İleri, Pınar Kür, Latife Tekin …
  • Şairlerimiz: Hilmi Yavuz, Ataol Behramoğlu, Nevzat Çelik, Ahmet Telli, Haydar Ergülen, Murathan Mungan …

Daha onlarcasını sayabiliriz (Diğer sanat-kültür insanlarımız kusurumuza bakmasınlar.) İsimlerini andığımız değerlerin (birkaçı hariç) ortak bir özelliği var: Aşağıdaki paragraftaki düşüncelere tamamen uygun olmak ve aynı zamanda evrensel kalmak.

“Beklediğimiz o sanatçı vaktini ve enerjisini dünyanın iyiliği adına ürettiği eserleriyle gösterecek, sanatını icra ederken dünyadaki akranlarını geride bırakacaktır. Beklediğimiz o sanatçı zulme ve adaletsizliğe karşı bir çığlık olarak yaptığı şarkısıyla, dünya müzik listelerini sallayacak, müzikteki evrensel anlayışları değiştirecektir.”

Netice olarak ileride yapılacak törenlerde isimlerini andığımız bu değerlerimize de ödüllerinin verilmesi temennimizdir. Ödülü reddetmek sanatçının bakış açısıyla ilgili olup, devlet takdir eder, sanatçı reddebilir. Görüleceği üzere sırada bekleyen ve gerçekten ödülü hak eden sanat-kültür insanlarımız unutulmamalıdır. Sadece “ Milli Görüş” yerele hizmet eder ve ödüllerin amacıyla çelişebilir.

Hiç yorum yok