Blogger tarafından desteklenmektedir.

Kapitalizm Kurnazlık Sistemidir (1)




Kapitalizm kar mantığına dayanır. Marks’a göre kar da, birinin kazanırken diğerinin kaybetmesidir. Mantıken, bir şeyden kar etmek demek, diğerlerinin kaybetmesi, zarar etmesi demektir. Kapitalizmde mutlu azınlık kar oranını arttırdıkça, çoğunluklar geçimle mücadele etmek zorunda kalır. Kapitalist sistemin mantığı kazanmaya dayanır.


Kapitalist sermaye çeşitli araçlarla kendi yerini korur: Din, hukuk, militarizm, polis devlet vb. unsurlar da sermayenin yaşanır kılmasında etkili destekler olur. Kapitalist sermaye, kendi hukukunu yaratırken sözde etik kurallara da bağlıdır. Serbest piyasa ekonomisi gerçek anlamda etik olabilir mi? Yıllar önce bir telefon firmasının hileli satışı sonucu firma yetkilisiyle mahkemelik olmuştuk. Yetkili, serbest piyasa ekonomisi var efendim, istediğim fiyata satarım, deyivermişti. Diyeceksiniz ki, ticaret mahkemeleri var, tüketici hakem heyetleri var. Var olmasına var da, hepsinin görevi bir yere kadar.
Gelişmiş ülkelerde sosyal adalet var, dediğinizi duyar gibiyim. Evet ama o adalet sadece kendi toplumu için ve sınırlı düzeyde. ABD’nin Irak’a özgürlük getirmek için Saddam yönetimini yıktığı ve Irak’ın en az beşe bölündüğünü görmemek için kör olmak gerekiyor. Suriye, Afganistan, Libya daha niceleri… Gelişmiş ülkeler kendi varlıklarını sürdürebilmek için daima sömürü araçları bulmak zorundadır. Bunun için de savaşlar kapitalist dünyada vazgeçilmez bir sonuçtur. Dibimizdeki Kıbrıs’ın etrafında petrol aramayan dünya devleti neredeyse kalmadı.

Kapitalist düzen varlığını devam ettirebilmek için kandan beslenirken, medya en önemli aracıdır. Zengin hırsız ise beyefendi; fakir hırsız ise, adi suçluya dönüşür. Tv programları, birgün zengin olacaksın ve zengin olduğunda her şey değişecek, algısını başarıyla zihinlere kazımaktadır. Kapitalist dünyada yaşamanın tek yolu zengin olmak ve istediklerine kavuşabilmektir. Bu dünya, sevgiyi ötelerken, her şeyi hatta dostlukları da; sermaye, kar, zarar mantığına, çıkara dayandırmaktadır.  Sosyal medyada dahi insanlar varsıl görünmek adına türlü şaklabanlıklar yapmıyor mu? Eğitim, sağlık kurumları da kapitalizmden gereğince nasibini alır. Okulların amacı zengin yetiştirmeye evrilirken, öğretmenler ücretli kölelere dönüşmektedir. Çelişkiye bakınız ki, eğitimli insanlar zengin değildir. Buna rağmen, eğitim kurumları eğitimli insanlar yoluyla, zengin olma hayali kuran bireyleri yetiştirecektir. Kapitalist sistem eğitimli insanı sevmez. Çünkü eğitimli insan, köle gibi çalışıp, bir ahmağı başında idareci görünce isyan eder. Ya da sabah 8- akşam 10 modern iş yaşamı zokasını yutmaz. Kapitalist sermaye, sözde iş hukuku yoluyla (buraları açmıyorum) sözde, çalışanın haklarını korur. Neticede kapitalizmde çalışanın mutlak sonu depresyon ve tükenmişliktir.

Kapitalizmin tek bir derdi vardır, para… Bunun için de her yolu mubah saymaktadır.  Yıllar önceydi. Öğrencilerim, Timur Selçuk’un üniversitedeki konserine girmek istediler. Ben de organizatörle görüşüp öğrencilerin ücretsiz konseri izleyebilmeleri için ricada bulundum. Kendini sosyalist Müslüman olarak tanımlayan büyük sanatçı, öğrenciler emeğe saygıyı öğrenmeli, ceplerinde olan 3-5 kuruşu verip girebilirler, deyince bizim çocuklar konseri izleyebildi. Ama, önemli bir ders de almış oldular “emeğe saygı”… Kapitalist sistem emeği araç olarak kullanırken saygı da zorunlu haller dışında (şeklen) varlık bulur. Haliyle, kapitalizmin varlık nedeni para en belirleyici güçtür. Sağlıktan gıdaya, eğitimden hukuka, fizikten müziğe paranın borusu öttüren bu sistemin zekadan daha önemli gördüğü kurnazlık ise en etkili silahıdır. Kurnaz olmayan insanın kapitalizmde yaşamaya hakkı yoktur. 

Nazım’la son noktayı koymuş olalım.

“Yok edin insanın insana kulluğunu
Bu DAVET bizim”

Hiç yorum yok