Blogger tarafından desteklenmektedir.

Siyasette Babalar ve Oğulları




“Babalar ve Oğulları” deyince aklınıza Turgenyev gelebilir ama, bu yazının konusu bir roman değil; siyasete yön veren liderler ile onların oğullarıdır. İki hafta kadar önce, sırayla iki genel başkanın oğlu; Bilal Erdoğan ve Kerem Kılıçdaroğlu, medyada siyasete dair açıklamalarda bulundular. Kuşkusuz, siyasetin bir okulu henüz yok. Siyasetçinin çocuğu da siyaset ortamında pişmekte ve yetkinleşebilmektedir.

Doğu toplumlarına özgü bir haslet diyelim, siyasette babalar koltuklarını oğullarına bırakma yaklaşımını seviyor. Bazı durumlarda, babalar bırakmasa da oğullarını birileri zorla siyasete taşıyor. En güzel örnek bu konuda Erdal İnönü’ydü. İyi bir siyasetçi (Doğu’ya özgü) olamadı ama, son derece saygın bir bilim insanıydı.

Türk siyasi tarihinde dönemine damga vurmuş liderlerden sadece üçü; Atatürk, Ecevit, Demirel siyasi bir varis bırakmamıştır. Şöyle geçmişe doğru gidersek; Celal Bayar’ın torunu M. Ali Bayar, Menderes’in oğlu Aydın Menderes, Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş, Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan, Özal’ın oğlu Ahmet Özal, Perinçek’in oğlu Mehmet Perinçek siyasetle iştigal eden oğullar olarak aklımızda kalıyor. Doğu toplumlarında patriyaki (baba kültü) yaklaşım ağır basıyor ve siyasi tercihlerde oğullar da akla geliyor. Kuzey Kore Lideri Kim Jong-Un, Küba’da Raul Castro (2008-2018), Trump’ın Damadı Jared Kushner, Haydar Aliyev’in oğlu ile gelini Mihriban Aliyeva bir çırpıda sayabileceğimiz isimler. ABD hariç Batı demokrasilerinde ise, durum biraz farklı. Siyasette babadan oğula koltuk devri pek tercih edilmiyor. Bunu sosyolojik olarak izah etmek lazım. İngiltere ise, monarşi ile yönetildiği için orada bir kural aramıyoruz ama; tarihte, başbakanlık idaresinde babadan oğula bir devir görülmüyor.
Seçmenin oğulları ya da torunları tercih nedeni ise, güven davranışıyla ilgili. Lidere güvenen seçmen, oğlunda da aynı özellikleri arıyor ve aynı yönetimi sergileyeceğine inanıyor. Biraz toplumsal bilinçaltı devrede burada… Buna rağmen, siyaset tarihinde oğulların, babalarının önüne geçtiği vakıa değildir. Haliyle buradan oğullara bir seslenelim. Belki çok başarılı olacaksınız, belki bir istisna olacaksınız ama, tarih burada son sözü hep söylemiş ve söyleyecektir. Ezcümle, siyasette meslek, babadan oğula geçmedi geçmiyor.


"Bu makale 08.10.2019 tarihinde yayınlanmıştır."
https://www.demokrat.com/makale/3185957/kamil-sonmez/babalar-ve-ogullari

Hiç yorum yok