İş Yaşamında Dedikodu
Dedikodu, insanlık tarihi kadar
eski bir zarar verme biçimidir. Bir kişi veya bir işle ilgili duygu ya
düşünceyi, 3. kişilere izinsiz ve gizli olarak paylaşma işidir, diyebiliriz.
Fakat, burada önemli bir ayrıntı var. Paylaşılan konu; dedikodusu edilen ile
ilgili olmalı ve onun haberi olmadan ve onu zedeleyecek, küçük düşürecek
unsurlar barındırmalıdır. Demek ki, bahsi edilen konu üzerinden dedikodu edilen
kişi zarar görmelidir. Peki, bu zarar, nasıl gerçekleşir? Bunun da iki yolu
bulunur:
A. Açıkça
zarar verme,
B. Duygusal
istismar yoluyla, 3. kişiye fark ettirmeden, dedikodusu edilene zarar
vermektir.
Demek ki iki şekilde dedikodu
gerçekleşiyor. İlki alenen uygulanırken, ikincisi fark ettirmeden, bilinçaltına
inerek bir nevi dolduruşa getirme de diyebileceğimiz unsuru içeriyor. Bu
makalemizde, dedikoducuyla baş etmeyi işleyeceğiz.
Dedikoduyla ilgili yurt dışında
yapılan bir araştırmada, 100 dedikodudan 60’ının işle ilgili olduğu bilinmektedir. Bilgi kirliliği yayılarak ve olaylar manipüle edilerek aktarılır ki, dezenfermasyon kurumsal işleyiş için adeta bir dinamit vazifesi görür. Demek ki, dedikodu pek de yabana atılır bir
mevzu değil. Dedikodu aynı zamanda bir iletişim biçimidir de… Dedikodunun
olduğu iş ortamında bir şeylerin doğru gitmediğinden bahsedebiliriz. Bu nedenle
yönetici, dedikoduları dikkate almak zorundadır. Dedikodu, bir nevi etik
olmayan erken uyarı sistemidir.
Önce, bu işi yapan kişilerin
özelliklerini ve niyetlerini anlamaya çalışalım. Dedikoducu kişi, dedikodu
ettiği iş arkadaşıyla yüzleşmeyi tercih edemeyecek düzeyde bir korku
içerisindedir. Dolayısıyla şiddet, baskı, korkutma içeren yönetim ve
organizasyonlarda işgörenin dedikodu yoluna başvurması makul görülebilir. Ülkemizde
iş iletişiminin en çok yara aldığı unsurların başında gelen dedikoduyu biraz da
basiretsiz ve yetersiz yönetim ortaya çıkartmaktadır. Korkunun yöntem olarak
seçildiği organizasyonlarda; yalan ve dedikodu iki savunma silahı niteliğinde
olmaktadır. Peki, bir kurumda yönetim ve organizasyonun açık iletişim
kanallarını tercih ettiğini, şeffaflığın önemli bir ilke olduğunu düşünelim.
Burada da dedikodu varsa 2. neden ne olabilir?
Dedikoducunun önemli bir kişilik
özelliği de, ikiyüzlü olmasıdır. Yani size ve diğerlerine farklı maskeler
takabilmektedir. Bunun, kişilik sorunu ve ahlak sorunu olduğu su götürmez.
Dedikoducu niye dedikodu yapar? İlki kişilik özelliğiyle ilgilidir: Kıskanç,
habis, muhalif, yetersiz, yeteneksiz, çıkarcı vb. olumsuz özelliklere sahip
kişilerin en güçlü silahı dedikodudur. Bir işletmede her şey çok iyi gitse de,
dedikoducu için kendi çıkar ve beklentileri öncelik taşır. Dedikodu yoluyla
rakibi bertaraf etmeyi tercih eder ve bunun için her türlü saldırıyı planlar.
Dedikoducunun gerçek olan bir konuyu gündeme getirmesi kadar gerçek dışı
unsurları da kullanması vakidir. Gerçek konular dedikoducunun elini güçlendirmektedir.
Bu kişiler, adeta bir avcı gibi avının açık vermesini, hata yapmasını bekler. Her
insanın hatası olabilir buna rağmen dedikoducu bu hatayı öylesine stratejik
yönetir ki 3. kişilerin nezdinde, “bu da olur mu?” dedirtecek bir algı yaratır.
Dedikoducu mesleği gereği sürekli
bir konu kendine edinmektedir. Bu kişinin iyi eğitim almış olması, dedikodu
yapmayacağı anlamına da gelmez. Dedikodunun ortaya çıkmasına imkan tanıyan asıl
sorunlu kişi ya da kişiler birim yöneticileridir. Çünkü dedikoducu çoğu kez
onlardan güç alır ve/veya onların paydaşlığında bu işe soyunur.
Dedikoducular konusunda
yöneticiye düşen görevleri burada anlatalım. Öncelikle, bir işgören konusunda
kendisine iletilen konunun dedikodu olup olmadığı hesaplanmalıdır. Burada
şablon gayet basittir. Dedikodusu edilenin bu dedikodu neticesinde zarar
görmesi… Dedikodunun gerçek ya da gerçekdışı olması önemli değildir. Zarar
görülmüş olması önemli bir ipucudur. İkinci olarak, dedikoduyu eden kişinin bu
dedikodu yoluyla ne tür bir çıkarının olduğunun tespit edilmesi gelir. Örneğin,
kişi kariyer planlamakta ve dedikodu yoluyla rakibini kaybettirmek
istemektedir. Ya da onun güzelliğini kıskanmış, ilgi görmek istemektedir.
Şaşırtıcı düzeyde örnekler verilebilir. Kimsenin havsalasına sığmayacak düzeyde
dedikodu örnekleri verebiliriz. Bütün bunların dışında, kişilik bozukluğu
olanlar da bulunur ki onları analiz edecek olan gene basiretli yöneticidir.
Demek ki şablon devreye girecek ve bu dedikodunun gerçek amacı saptanacaktır.
Genel olarak şu iyi bilinmelidir ki, karakter sahibi kişiler dedikodu konusunda
ketum davranmaktadır.
Yöneticinin kullanacağı ikinci
önemli yöntem de, dedikodu ortamına ve bu ortamdan beslenen kişilere fırsat
vermemesidir. Yüzleştirme tekniğini kullanmalı, dedikodu eden kişinin belki de
yönetime iyi görünmek kabilinde bir çıkar peşinde olduğunu saptamalıdır. Yönetici,
ilke olarak dedikoduya mahal vermeyeceğinin altını önemle çizmelidir.
Dolayısıyla, bu kararlılık, dedikoducuyu sindirecektir.
İşletme içerisinde dedikodudan
beslenen işgöreni ise, mutlak surette tespit etmeli ve onu uygun bir dille
uyarmalıdır. Yargıtay içtihatlarına bakıldığında “dedikodu” işletmeye tek
taraflı fesih yetkisi vermektedir. Çünkü, ayarı bozulan bir işletmede;
karlılık, verimlilik, uyum vb. en önemli var oluş nedenleri ortadan
kalkacaktır.
Bir atasözü der ki, balık baştan
kokar. Evet, dedikodunun merkezine inmek istiyorsanız yönetime bakınız.
Dedikoducunun aynası, yöneticinin bizatihi kendisidir.
Dedikoducuyla baş etme sürecinde, onu dinlememek, rahatsızlığını muhatabınla konuşmalısın demek en kestirme yoldur. Bahanelere olarak ise, o benden yaşça küçük, ben ondan kariyer olarak büyüğüm vb. o gelsin konuşsun tarzında cümleler diyecektir ama asıl korkusu dedikodunu ettiği kişiyle yüzleşmektir. Bilinmelidir ki dedikoduculuk, aynı zamanda bir kişilik sorunudur.
Dedikoducuyla baş etme sürecinde, onu dinlememek, rahatsızlığını muhatabınla konuşmalısın demek en kestirme yoldur. Bahanelere olarak ise, o benden yaşça küçük, ben ondan kariyer olarak büyüğüm vb. o gelsin konuşsun tarzında cümleler diyecektir ama asıl korkusu dedikodunu ettiği kişiyle yüzleşmektir. Bilinmelidir ki dedikoduculuk, aynı zamanda bir kişilik sorunudur.
Unutmadan, dedikoducu sizin de dedikodunuzu edecektir, yeter ki zamanı gelsin.
Yorum Yap