İş Yaşamında Mobbingle (Yıldırı) Mücadelede İpuçları
Ülkemizde
mobbing kavramını ilk ortaya atan Prof. Dr. Üstün Dökmen’dir. Tahminen 20 yıl
kadar oluyor. Onun ilk kitabının son sayfasında bu konuya değindiğine müşahit
olmuştum. 2000’li yılların son çeyreğinde ise, “Mobbing Derneği”nin kurucusu
Hüseyin Gün ile tanışma fırsatı edindim. Bu konuyu kendisinden etraflıca
dinledim ve kaynaklarını okudum. Sonrasında, iş yaşamında çok sık karşılaşılan
bu “yıldırı” konusunda derinlemesine gözlemlerim oldu. Şimdi bunlarla ilgili
düşüncelerimi ve “yıldırı”ya maruz kalan kişilerin neler yapabileceğini
sizlerle paylaşmak istiyorum.
Öncelikle
mobbinge maruz kalma konusunda teknik bir detayı hatırlatalım. Mobbing,
başarılı insanlara yapılan yıldırıdır. Bu çok karıştırılan mevzuyu açacak
olursak, iş yerinde kendilerine mobbing yapıldığını öne süren yüzlerce
çalışanla karşılaşabilirsiniz. Hatta birçok davanın temeli de buna dayanıyor.
İşi savsaklayan, dedikodu üreten, kavgacı, beceriksiz, bilgisiz, liyakatsiz
kişilerin de sığındığı bir konudur mobbing. O nedenle burada sapla samanı
karıştırmamak gerekir. Mobbing başarılı kişilerle ilgilidir. Bir de sizinle
aynı başarılara imza atmış bir nevi denklik içerikli çatışmalar mobbinge
girmez. Çünkü o da sizin kadar başarılıdır; ama, bunun için mobbing silahına
sarılıyorsa ona da mobbing deriz.
Peki, mobbing
niçin yapılır? İzah edelim:
Başarılı kişinin başarısı
kıskanılmaktadır. Kıskanç kişiler, kifayetsizliklerini ve muhteris yapılarını
başarılı kişilere saldırarak örtbas etmek isterler.
Çıkar çatışmaları ikinci
nedendir. “Çıkarların çatıştığı ortamda gerçeklerin hiçbir önemi yoktur.”
özdeyişi dikkate alınmalıdır. Peki, çıkarlar nelerdir? Yükselme, kariyer,
sorumluluktan (iş yükünden) kaçma, maddi manevi kazançlar vb. gibidir.
Husumet, üçüncü önemli bir
nedendir. İş yaşamında sık karşılaşılan bu durumun temelinde, mobbinge maruz
kalan kişiyle mobbing yapıcı(lar) arasında yaşanmış olan problemler, yenilen
pehlivan güreşe doymaz misali, her mücadele kaybeden bu tayfanın pes etmeyerek
bel altı saldıralarından oluşur.
Antisosyal kişilik bozuklukları,
narsisizm gibi önemli psikolojik süreçler de mobbingcilerde sık görülmektedir.
Kişinin psikolojik yetersizliği ile normaldışı davranışları, elinde olmadan
mobbing yapmaya kendisini itebilmektedir.
“Halo effect” denilen bilimde
hale etkisi olarak da yorumlanan başka bir süreç ise, topluca davranan insanın,
en zayıf halkaya saldırma içgüdüsüyle izah edilir. Yani, mobbinge maruz kalan
kişi yalnızsa, mobbinci sayısı ters orantıda artacaktır. Davranış bilimlerinde
yer bulan, grup etkisi dediğimiz şeyin sağlamasıdır bu.
Güçlüyü alt ederek katharsise
(arınma) erme diyebileceğimiz başka bir unsur bulunur. Güçlüyü yenmek ve onu
tezyif etmek bazı kişiler için nirvanaya ulaşmak olarak da düşünülebilir. Bu
durum bir nevi aşağılık kompleksinin tatmininden başka bir şey değildir.
Mobbingci bu
işi nasıl yapar?
Mobbingci önce taraftar toplamaya
başlar. Sizler, bu kulis faaliyetinden bi-haber vaziyette işinizle
uğraşırsınız.
Sizin en zayıf halkanıza
odaklanarak oraya bel altı vuruşlar yapar. Başlangıçta bunu masum bir şey olarak
düşünürsünüz. Müdahale etmediğiniz takdirde zamanla şiddeti artacaktır.
Dedikodu silahını kullanarak
sahte argümanlar üretir. Çamur at izi kalsın, denilen olgu budur.
Algı yönetimi diğer bir silahtır.
Sizin demediğiniz şeyleri diyormuşsunuz gibi bir algı oluşturulur. Bu algının
temelinde “demirleme”, “çıpalama” denilen algı oluşturma süreci vardır. Siz
kendinizi savundukça bu süreç mobbingcinin lehine işleyecektir.
Subliminal mesajlar, mobbingci,
sizin çok değerli olduğunuzu, size saygı duyduğunu vb. birçok bilinçaltı
teknikle, sizle mücadele etmediğini, hatta sizi çok sevdiğini dahi, başarıyla hedef
kitlesine işler. Onlar da ikiniz arasında ortaya çıkacak problemde sizi suçlarlar.
“Seni ne kadar seviyor””, çok sayıyor”, “yaptığın çok ayıp” vb. gibi onlarca
eleştiriye maruz kalabilirsiniz.
Duygusal ajitasyon, diğer etkili
bir tekniktir. Mobbinci bu tekniği size değil, hedef kitlesine yapar. Onların
beklenti düzeylerine göre, “nabza göre şerbet” dediğimiz, “annenin hastalığı
nasıl oldu”, “oğlun gene yüzme yarışında birinci olmuş, bu hediyemi delikanlıya
götür.” vb. yöntemlerle hedef kitlesini ciğerinden yakalar.
Dil oyunlarına geldi sıra, “laf
ebeliği” de deriz buna. Örneğin; sizin bir uygulamanızı demokratik
bulmayabilirler. Bildiğiniz gibi demokrasi adına kullanılacak her sözcük,
güçlüdür. Yani taraftar bulur. “Tamam artık, gençlere yolu açın, demokratik
olun”, diye size bir yüklenmede bulunduklarında diyeceğiniz bir şey
kalmayacaktır. Çünkü sözcükler anlam evreni olarak kabul edilebilir
niteliktedir. Böyle durumda, örneklerinizi kullanın. 55 yaşında bir cerraha,
“artık yeter, asistanın ameliyat etsin”, diyemezsiniz. O yaştaki bir pilota da
“yardımcı pilotuna uçağı devretme zamanın geldi”, diyemezsiniz. Çünkü bazı
işler, deneyim ve bilgi gerektirir. Bazı şeyler yaşla bazı şeyler de gençlikle
ilgilidir. Gençlere yol açmayan, kendi yerine birilerini yetiştirmeyen,
paylaşmayı bilmeyen, öğretmeyen kişiler ise zaten mobbingin bizzatihi
kendisidir.
Son olarak mobbingci, tüm
hazırlıkları tamamladığını düşündüğü anda düğmeye basacaktır.
Mobbingciyle
Nasıl Mücadele Edilir?
Önce grup üzerinde duralım.
Mobbingciyi haklı bulan masum kitleyi ele alalım. Hiçbir şeyden haberleri
yoktur. Çünkü bilinçaltlarında gerekli uykulama gerçekleştirilmiştir. Onlara
yapacağınız tek şey, uyanmalarını beklemektir. Ne yazık ki pek de uyanacak
evsafta değillerdir.
Uykudan uyanan ya da hiç uyumamış
kişiler ise, ikinci grubu oluşturur. Bunlar da en akılları olacaktır. Bu grup;
sizin yanınızda olanlar ile bu çatışmada kimin kazanacağını bekleyen “dilsiz
şeytanlar” olarak ikiye ayrılır. En berbat olanları da bunlardır. Rüzgara göre
yön değiştirirler. Yaşadığınız haksızlığı çok iyi görür ve hem size hem de
mobbincilere haklı muamelesi yaparak zaman kazanırlar. Bunların içinden bir kısmı
da çatışma sonucunda her iki tarafın da kaybetmesini ve bu kayıptan
kendilerinin nemalanmasını umarlar.
Yanınızda olduğunu düşündüğünüz
dostlarınıza geldi sıra. Burası en önemli bölümdür. Onlara güvenip yola
çıkarsanız yolda kamanız muhtemeldir. Bunun için en önemli ipcunuz şu
olacaktır. Yanınızda olan, desteğini herkes içinde beyan etmeli ve maruz
kaldığınız haksız saldırı konusunda sizinle aynı safta çarpışmalıdır. Bi-taraf
olan bertaraf olur, sözü çok doğrudur. Eğer sizinle aynı mücadele içindeyse
sonuna kadar güvenin. Yok, sessiz kalıyorsa sakın yola çıkmayın; çünkü, onlar
güç zehirlenmesine yakalanmışlardır. Yani güçlü ortaya çıkana kadar esas
tavırlarını ortaya koymazlar. Ülkemiz gerçeklerinde bu çok sık karşılaştığımız
durumdur.
Mobbinci tayfasıyla ilgili her
koşulda delil toplayınız. Bunlar hem hukuki hem de ahlaki nitelikte olsun.
Özellikle yargıya intikal ettirdiğinizde hakimin dosyaya “teknik” olarak
bakacağını sakın unutmayınız. Ve gene çok önemli olan “yalancı şahitlerle”
köşeye sıkıştırılmanız işten bile değildir. Bu konuda da gardınızı alınız.
Sürekli açıklarınıza odaklanacak
mobbingcilere açık vermemek en önemli ilkeniz olmalıdır. Her konuştuğunuz, her
paylaşımınız aleyhinize delil olarak kullanılacaktır.
Sizi sürekli çatışmaya çekmek
isteyen mobbincilere uymayınız. Çünkü sonrasında kontrolünüzü yitirecek ve
onları haklı çıkaracaksınız. Birlikte olduğunuz gruplarda onlarla bir arada
bulunmamaya özen gösteriniz.
Soğukkanlılık esastır. Yıldırının
temelinde sizi bezdirmek vardır. Yani, “artık bu yükü taşıyamıyorum,” dediğiniz
andan itibaren kaybetmişsinizdir. Yeise kapılmadan, doğru bildiğiniz yoldan
şaşmadan ve duygularınıza hakim olmak suretiyle mücadelenizi sürdürünüz.
Mobbingciler psikolojik olgunluğu
olmayan kimselerdir. Sizi tehdit edecek, ağır konuşacak belki de sizi darp
edebilecek düzeyde psikopati barındırabileceklerdir. Üslupları er geç makul
kitleler tarafından fark edilecektir. Muhatap olmak size kaybettirir. Sizi,
tahkir ve tezyif ettiği unsurları belgelemeyi unutmayınız. İleride lazım
olacaktır.
Başmobbingci kavramı bana ait
olup, işi başkalarına ihale eden ve tetikçiler yoluyla sizi yıldıran kişilerdir
bunlar. Bu kişileri ancak siz bilebilirsiniz. Maalesef, tetikçisi bile
dolduruşa geldiğini bilmez. O durumda, tetikçiyle muhatap olmayın ya da ona
gerçeği düzgün bir dille anlatın. Başmobbingci, çok kurnazdır. Aman dikkat!
Ortalık kasıp kavrulurken, haberi
olmayan çalışanlar, iş arkadaşlarınız da vardır. Onlara da kanmayın, haberleri
olup çıkarlarına göre hareket eden kişilerdir bunlar. Fazla vakit harcamaya
değmezler.
Unutmayınız, mobbing psikolojik
bir süreçtir. Psikolojisi üstün olan taraf kazanır.
Masallardaki
gibi, iyiler daima kazanır değerli dostlar. Kısa vadede kötüler kazansa da uzun
vadede zafer sizin olacaktır. Bazen, barış için de savaşmaktadır insan.
İnsanlık tarihi bizlere, er ya da geç barışın, haklının kazandığını
göstermiştir.
Her zehirin
bir panzerihi vardır. Mobbingin de panzehiri, başarısız olmak ya da kendinizi
başarısız göstermektir. Bu da işinize yarayacaktır.
Mobbingciyle
baş etmenin diğer bir yolu da ikna sanatını bilmenizden geçer.
Mobbingsiz
günler dileğiyle!
Yorum Yap