Bir OMÜTİT Mucizesi (Tiyatroda 30. Yıl)
OMÜTİT, tamamı öğrencilerden
oluşan bir topluluktur. 30 yıl içerisinde 98 sahnelenmiş oyuna ulaşabilmiştir.
Ortalama her yıl 2 yetişkin oyunu ile 1 çocuk oyunu sahneleyebilmektedir. Bazı
yıllar bu sayı 5’e çıkmıştır. OMÜTİT bünyesinde “Atölye” sahnesi de yer alır.
Burada ise yıllık en az 5 oyun sahnelenmekte ve sahnelen oyunlarda gösterilen
performanslara göre; oyuncu, yönetmen, yazar, teknik eleman ihtiyacı
karşılanmaktadır. Atölye oyunları, yukarıda bahsi geçen 98 oyunun dışındadır.
Topluluk 28 yıldır bir yönetim
kuruluyla koordine edilmektedir. Kurulun üyeleri, seçimle işbaşına gelmekte ve
deneyimlerini yeni üyelerle paylaşmaktadır. Yönetim kurulunun OMÜTİT’i birçok
üniversite tiyatrosundan ayrı kıldığı vakıadır.
OMÜTİT, bir konservatuvar gibi
faaliyet alanını büyütebilmiştir. Bu yönüyle de diğer topluluklardan farklılık
taşır. Ortalama 150 üyeyle etkinlikler düzenlenmektedir. Bu yönüyle de büyük
bir topluluk olarak değerlendirilmelidir.
25 yıldır kesintisiz olarak
“Tiyatro Festivali” gerçekleştiren birkaç üniversiteden biridir OMÜTİT. Bu
festivallerde, sanat bilincini ve duyarlılığını kazandırmayı başarabilmiştir.
Sadece festivallerle değil; tiyatro camiasının önde gelen isimlerini konuşmacı
olarak da festivallere dahil edebilmiştir: Turan Oflazoğlu, Dr. Demet Taner, Prof.
Dr. Yıldız Kenter, Genco Erkal, Prof. Dr. Nurhan Tekerek, Ayla Algan, Orhan
Alkaya, Haluk Işık bu isimlerden birkaçıdır.
OMÜTİT’in üniversite tiyatroları
arasında sağladığı önemli bir farklılık da 25 yıldır; köy, kasaba demeden
sahnelenen “Çocuk Oyunları”dır. Bu etkinlik, Türkiye’de ilk olması nedeniyle
önemli bir fark ortaya koymaktadır. Her yıl okullarda çocuklara ücretsiz olarak
oyunlar götürülmekte ve gidilen okula kütüphane (kitap ve kitaplık) hediye
edilmektedir. Birkaç yıldır, Abant İzzet Baysal Üniversitesi de çocuk oyunları
faaliyeti sürdürüyor. Faaliyeti başlatan akademik danışman Dr. Metin Akyüz de
eski bir OMÜTİT’li olarak görev yaptığı kurumunda bu bayrağı taşımaktadır.
Peki çocuk oyunlarının önemi
nedir?
Literatürde, oyun kavramı üzerine
en kapsamlı bilgiyi Johan Huizinga (Homo Ludens- Oynayan İnsan) verir. Oyun
yaşamın temelidir. Öyle olmasa, biz yetişkinler belli bir yaşa ulaştığımızda
oyunla ilişkimizi keserdik. Oyun, bugün bilgisayar oyunlarından tutun da
sportif oyunlara, tavlaya, satranca kadar yaşamımızın içerisinde değil midir?
Demek ki insan oyunla kendini var ediyor. Bu işin felsefik boyutu. Ülkemizde
ise, çocuk ve oyun üzerine en kapsamlı araştırmayı Huizinga’nın çağdaşı, ünlü
eğitim filozofumuz Prof. Dr. İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu yapmıştır.
Baltacıoğlu’nun görüşleri: “Öz tiyatro” (Gelenekselle moderni birleştirmek)
halen güncelliğini korumaktadır. Bu büyük filozoftan esinlendiğini düşündüğüm
Türk Tiyatrosu’nun Moliere’i Haldun Taner de “Bizim Tiyatro” kavramını ortaya
atmıştır. Netice olarak Baltacıoğlu, sadece tiyatroya değil, çocuk ve oyun
kavramlarına da araştırmalarına konu edinebilmiştir. Baltacıoğlu, çocuğun
öğrenmesinde “dramatizasyon”un önemini, eğitim ve estetik açısından tutarlı görüşlerle
ortaya koymuştur.
Çocuk tiyatrosu, toplumun estetik
ve sosyal bilinçlenmesinde en etkili yöntem olmaktadır. 90’lı yılların ilk
yarısında Dorothy Heathcote tarafından ortaya atılan ve dünyada önemli yankı
bulan “Yaratıcı Drama” kavramının temellerini gene Baltacıoğlu’nun
araştırmalarında görebilmekteyiz. Demek ki, çocuk eğitiminde; dramatizasyon
ve yaratıcı drama ilk sırayı alıyor.
Kesin olarak diyebileceğim tek bir şey vardır: İnsan nesli var oldukça çocuk ve
oyun bir arada olacaktır. Bırakın çocuğu bu yetişkinler için de geçerlidir.
Yetişkinler için tiyatro kavramı hali hazırda bir lüks olarak düşünülebilir.
Çünkü, ekranlarda her şey profesyonelleşti. Işık oyunları, sahnelemede
fantastik öğeler seyirciyi ekrana hapsetmektedir. Hatta gelecekte, sanal
gerçekliğin oyun dünyasını tamamen içine alacağı kuşku da götürmemektedir. Buna
rağmen, tiyatronun canlı bir etkinlik olması, halen cazibesini korumasına
önemli bir katkıdır.
Sonuç olarak; çocuk oyunları,
geleceğin nesillerini yetiştirmekte en önemli araç olarak işlevini koruyor.
OMÜTİT’in sahiplendiği bu gerçeğe şapka çıkartıyor, 25 yıldır devam eden bu
başarıdan dolayı, emek veren tüm üyelerini saygıyla selamlıyorum.
Hey Hey Tiyatro!
Bu günlere kadar yaşatan dostlarıma minnettarım.
YanıtlaSil