Blogger tarafından desteklenmektedir.

Kurumsal Eğitimde Ortam Yönetimi

EĞİTİMDE ORTAM YÖNETİMİ

Üzerinde en az düşünülen ve hatta en az bilgilendirilme içeren bir kavram “eğitim ortamı”.  Eğitimin belirlenen hedeflere ulaştırılmasında eğitim ortamının önemli bir yeri vardır. Başarılı bir eğitim; program, plan, yöntem, eğitici, öğrenen ve ortam’dan oluşur. Bunlar bir arada ve etkili kullanıldığında eğitim hedeflerine ulaşılmaktadır. Ortam denilince; sınıf-içi, sınıf-dışı mekanlar akla gelmelidir. Peki öyleyse bu mekanlar nasıl oluşturulmalı ve nelere dikkat edilmelidir? Yazımızda bu problemi çözmeye çalışacağız.

Sınıf-içi ortamın dizaynında; öğrenenin katılımını en düzeye çıkartacak oturma sistemleri tercih edilmelidir. Özellikle eğiticinin öğrenenle bir araya gelmesini, interaktif süreçleri işletmesini sağlayacak her öğrenenin diğer öğrenene ulaşımı mümkün kılacak oturma düzeni şarttır. Klasik düzenlerde sinema salonu gibi planlama yapılmakta ve öğrenen sadece dinleyici konumuyla sınırlandırılmaktadır. Büyük organizasyonlarda bu tarz oturma düzeni tercih edilebilir. Özellikle genel toplantılarda uygundur. Ama bu tip salonlar eğitim için tercih edilmemektedir. Bu gerekçeyle ayrıca bir ve/veya birden çok eğitim salonuna ihtiyaç duyulması elzemdir.

Sandalye ve kolçakların öğreneni rahatsız etmeyecek ve ergonomik olarak tasarlanması önemlidir. Birçok öğrenen rahatsız oturaklar dolayısıyla eğitime katılımda sorunlar yaşayabilmektedir. Oturakların düzeninde de herkesin eğiticiyi görebilmesine imkan tanınmalıdır. Böylelikle her öğrenen eğitimciyle göz göze gelebilmelidir.

Ortamda diğer önemli bir unsur da ses yalıtımıdır. Eğitim ortamının ses geçirmez nitelikte olmasına dikkat edilmelidir. Dışarıdan gelecek sesler eğitimin kalitesini düşürecektir. Özellikle kongre otellerinde bu sıkıntı çok göze çarpmaktadır. Yetkililerin,eğitim öncesinde salonun ses yalıtımını sınamış olması önem taşır. Diğer taraftan akustiğin iyi olması da eğitimdeki iletişimi arttıracaktır. Mikrofonlu sunumların daha metalik olması eğitmenle öğrenen arasındaki doğal iletişimi engellemektedir. Bu gerekçeyle mümkün oldukça akustiği olan ve mikrofonsuz ortamlar tercih edilmelidir. Eğitim ortamında ideal sayının 15-20 öğrenen olduğu dikkatte alındığında fazladan her katılımcı eğitimin hedeflerine ulaşılmasında bir engel niteliği taşıyacaktır. Büyük katılımlı seminerler bu nedenle deneyimli eğitmenler tarafından uygun bulunmaz. Eğitim boyunca sesli sunum ve görsellerin kullanılması durumunda ise, amfilerin yeterince ses kalitesini muhafaza ederek işitilebilirlik açısından yeterli olmasına itina gösterilmelidir.

Sınıf-içi mekanların aydınlatma açısından yeterli olması gereklidir. Hem yanlardan hem de üstten gelecek şeklde ışıklandırma yapılmalıdır. Çok sık yapılan hatalardan birisi de sunum esnasında projeksiyon cihazının açıkken tüm aydınlatmanın kapatılmasıdır. Eğitim ortamı sinema veya tiyatro salonu değildir. Mutlaka yanlarda aplikler yoluyla ışıklama muhafaza edilmelidir. Projeksiyonun üstünde bulunan ışıklar kapatılabilir ama bu tüm ortamın karartılacağı anlamına gelmez. Tüm salonun ışığının kapatılması son derece amatörce bir davranıştır. Ne yazık ki bunu büyük kongre otellerinde dahi görebilmekteyiz. Eğitim ortamında eğitimcinin yüzünde gölgeler olmamalı ve öğrenen, eğitimciyi net olarak görebilmelidir. Ayrıca, camı olan ortamlarda perdelerin tamamen kapatılması da öğreneni demotive etmektedir. Gün ışığının içeriye girmesi en az iç aydınlatma kadar önemlidir.

Sınıf-içi ortamda halı kullanılacaksa kaliteli olan tercih edilebilmeli, boya vermeyen, toz kaldırmayan, hijyenik olan halılar seçilmelidir. Halının yer ısıtması sağladığı, ses yalıtımına imkan tanıdığı, sandalye, masa gibi unsurların ses çıkarmasını engellediği bilinen bir vakıadır.

Ortamda renk seçimi de önemlidir. Beyaz, pembe, açık yeşil, açık mavi, şampanya rengi eğitimde çok sık tercih edilmekte ve ortamdaki huzuru ve iletişimi arttırmaktadır. Siyah, kırmızı, turuncu, gri, kahverengi, sarı renklerin kullanılması gerginliğe, ortamdan uzaklaşmaya, rehavete, kararsızlığa neden olabilmektedir.

Eğitim ortamlarında sık yapılan hatalardan birisi de tavan yüksekliğinin ferahlığı sağlayacak boyutta olmamasıdır. Tavan yüksekliği hem havalandırma hem de tahta ve projeksiyon için önem taşır. Yüksekliği yeterli olmayan salonda projeksiyon, dar bir alana temas edecek ve arkada kalan birçok öğrenen sunuları okuyamayacaktır. Basık ortamlar sıkıcı olduğu kadar gerginliğe neden olur.

Koku özellikle hafıza araştırmalarında ilk sırada yer almakta ve insanoğlunun öğrenmesi ve hatırlamasında önemli yer almaktadır çünkü koku hafızamız yüksektir. Kötü kokunun ortadan kaldırılması öncelikle hijyenle ilgili bir meseledir. Ortamın temiz olması ve havalandırılması, yeterince oksijen solunması gerekmektedir.

İklimlendirme ise, gerek soğutma gerekse de ısıtmada karşımıza çıkar. Deneyimlerim, klima yerine kalorifer sistemlerin kullanılması öğreneni rahat ettirmektedir. Sıcak hava üflenen eğitim ortamları son derece konforsuzdur. Diğer taraftan çok sıcak veya soğuk ortamlarda da eğitimin gerçekleşmeyeceği bilinmeli ve her molada ortam havalandırılmalı gerekli sıcaklık sağlanmalıdır. Isı değeri 21-24 derecenin dışına çıkmamalıdır. Ortam soğutmasında da eğitici veya öğrenene üflenen soğuk hava rahatsızlıklara neden olmaktadır. Üflemenin standartlara uygun olması ve klima uzmanları tarafından üfleme alanları iyi belirlenmelidir. Üfleme, yukarıya doğru olmalı vücuda gelmemesi teknik olarak sağlanmalıdır.

Tüm bu teknik yeterlilikler sağlanamadığı takdirde -geçici olmak şartıyla- kuruma yakın eğitim salonları, oteller kiralanabilir. Çünkü eğitimin hedeflere ulaşmasında eğitici veya içerik kadar eğitim ortamı önem taşımaktadır. Harabeyi andıran eğitim ortamları, eğitime verilen değeri ortaya koyduğu gibi eğitimin bir ceza gibi algılanmasına neden olacaktır.

Sınıf-dışı ortamlarda yapılacak eğitimlerin öğrenen için son derece çekici olduğu bilinmelidir. Bu gerekçeyle, iş başı eğitimi, gözlem, araştırma vb. yöntemler eğitimin kalıcı olmasında fayda sağlamaktadır. Bir bankacının eğitiminde örnek bir banka ortamı oluşturulması, bir perakendeci için market ortamı oluşturulması kalıcı öğrenmeye zemin hazırlar. İşbaşı eğitimlerinde ise, ortamdaki sesin, ısının ve hepsinden önemlisi iş sağlığı ve güvenliği açısından risklerin dikkate alınması sınıf-dışı eğitimlerinde önem taşımaktadır.

Günümüzde akıllı sınıfların kullanılması, akıllı tahtalar vb. teknik sınıf ve ortamlara ayak uydurmak bir maliyet olarak görülse de eğitime yapılan harcamanın bir karlılık/verimlilik olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca, öğrenenin kurum-içinde aldığı eğitimin kurumdan uzakta bir tatil beldesinde, farklı bir destinasyonda gerçekleştirilmesi, öğrenenin hem kuruma aidiyetini arttırmakta hem eğitime olumlu tutum sergilemelerine yol açmakta, motivasyonu arttırmakta hem de kurum içerisinde eğitim yapılırken gelen bir telefon, atılması gereken bir imza vb. nedenlerle eğitim konsantrasyonunun bozulmasına engel olmaktadır.

Eğitim ortamı kadar, çay-kahve arası, snack ikramlar, molalarda çalan enstrumantel müzik, düzenli dinlenme araları de ortamın tuzu biberi olup öğrenenin, öğrenme ortamından maksimum faydayı sağlaması İK uzmanlarının sorumluluğundadır.

Hiç yorum yok