Kurumsal Eğitimde İlkeler
EĞİTİMDE İLKELER
Eğitim, bir ödüllendirme değildir. Eğitim, bir gerekliliktir.
Eğitim, bir cezalandırma aracı olamaz. Eğitim, düzeltici bir faaliyet olup, eksiklikleri gidermek, olası hataları öngörmek ve ona uygun öğrenme/öğretme faaliyeti düzenleme işidir.
Eğitim, bir günde başlayıp biten bir faaliyet değil; yaşam boyu süren bir gelişim faaliyeti olarak süreklidir. Her çalışanın eğitim alma hakkı vardır.
Eğitimsiz ortamlarda; iş kazaları, kalite sorunları, standardizasyon problemleri, iş iletişiminde sorunlar, verimsizlik ve buna bağlı maddi/manevi kayıplar en üst sıradadır.
Eğitim ortamının eğitim vermeye müsait olması en önemli ilkelerden biridir. Uygun ışık, ses yalıtımı, akustik, havalandırma, ısıtma-soğutma, sınıf düzeni, öğretim teknolojileri vb. açılardan kusursuz bir eğitim ortamı şarttır.
Eğitim görecek çalışanın; uykusuz, yorgun, iş ortamından getirilerek eğitime tutulması motivasyon kaybı yaratacağı gibi eğitim konusuna olumlu tutum sergilemesine engel olacaktır. Eğitim görecek çalışan dingin olmalıdır.
İç eğitimler kadar dış eğitimler de öğrenme sürecini hızlandırmaktadır. Çalışan, dışarıdan gelen eğitimcinin dediklerine daha çok itibar etmektedir. Bu nedenle, dış eğitimlerin yararları unutulmamalıdır. Diğer taraftan, dış eğitimler yoluyla yeni yaklaşımların kazanılacağı da bilinmelidir.
Eğitim sonucunda ölçme-değerlendirme yoluyla hak edenin hak ettiği notu alması sağlanmalıdır. Çalışan arasında çeşitli sebeplerle ayrım yapan kurumlarda eğitime güven neredeyse sıfırdır.
Eğitim faaliyetleri şeffaf olmalı ve hangi amaca hizmet ettiği bilinmelidir. Hiçbir eğitim faaliyeti, çalışanın meslek etiğine, insan haklarına, evrensel hukuk ilkelerine ters düşmemelidir.
Eğitim faaliyeti sadece mavi ya da beyaz yakalılar için değil; altın yakalılar için de bir gerekliliktir.
Eğitim bir planlama faaliyetidir. Plansız hiçbir eğitim hedefe ulaşmaz.
Eğitim-öğretim profesyonel eğitici vasıtasıyla gerçekleşir. Nasıl ki bir kardiyolog göz muayenesi yapamıyorsa, eğitimcinin de o alana özgü yetkinliği, donanımı ve eğitimi şarttır.
Eğitim faaliyeti akılcı metodoloji yoluyla sürdürülür. Arınmanın (katharsis), duygusal boşalımın yoğun olduğu birkaç saatlik etkinlikler (sabun köpüğü), eğitim değildir. Motivasyon ağırlıklı bu etkinliklerle ( bazen gereklidir de ) akılcı sistematiği öncülleyen eğitim faaliyeti karıştırılmamalıdır.
Ölçme-değerlendirmenin olmadığı hiçbir eğitim faaliyeti amaca ulaşmaz. Bunun yanında ölçme-değerlendirme tek başına kutsal bir araç değildir. İnsan faktörünü bir kenara atarak yapılacak sayısal kümülatif değerlendirmeler tek başına eksik kalacaktır.
İşgören seçiminde kullanılan yabancı kaynaklı testlerin geçerlik ve güvenirlik açısından titizlikle ele alınması gereklidir.
Eğitim adı altında değerlendirme merkezi uygulamalarının “katılımcının izni olmaksızın” gizli veriler elde etmesi etik değildir. Ve mutlaka bu uygulamalardan vazgeçilmelidir.
Günümüzde popüler “Yaratıcı Drama” yönteminin bir eğitim aracı olarak kullanılagelmesi, uzun soluklu bir yöntem olması nedeniyle ( En az 4-5 ay ) yanlış uygulanmakta ve hedefe ulaşmamaktadır.
Gene popüler eğitim konularından “Beden dili” hal-i hazırda bilimsel altyapısı tamamlamadığı için dikkatle ele alınmalıdır.
Her kültürün ve/veya her kurumun eğitim ihtiyacı farklıdır. Bu nedenle paket eğitim programları, devşirme içerikler kabul edilemez.
Eğitim ve karlılık ilişkisi hem dolaylı hem de direktir. Önce alınan bir eğitim sonucu işgören hata yapmayacak belki de binlerce liralık külfetten ve/veya tazminattan, manevi zarardan sizi kurtaracaktır.
Yorum Yap