Kitap 3
Kitap, akademik olarak Ondokuz Mayıs Üniversitesi tarafından bastırılmıştır.
ÖNSÖZ
Bu kitap, sanat yaşamı boyunca birçok ilke imza atan Haldun
Taner’in, anısına kaleme alınmıştır.
Taner, sadece bir tiyatro adamı değil;
öykücü ve sanat eğitimcisi olarak
birden çok alanda söz sahibi olabilmeyi başaran
bir aydındır. Tiyatro alanında yapmış olduğu yeniliklerle ödülden ödüle
koşan Taner, öykücülük alanında da yurt-içi ve yurt-dışında birçok
başarıya imza atmıştır.
Haldun Taner, Türk tiyatrosunda halen yeri doldurulamayan
önemli tiyatro yazarlarımızdan biridir. Taner, aynı zamanda Türk tiyatrosunda
“gülmecenin” en önemli temsilcisidir. Buna rağmen, Taner tiyatrosu üzerine
yapılan incelemeler bir elin parmaklarını geçmemektedir. En üzücü olanı ise,
Taner tiyatrosunun gülmece anlayışı üzerine araştırmacılara yol gösterecek
düzeyde yayının yapılamamış olmasıdır. Taner tiyatrosu, sadece gülmece yönüyle
değil; biçim arayışı, dil, tiyatro tekniği, toplumbilim vb. alanlarda da
araştırmacılara kaynak olmaya şüphesiz devam edecektir.
Taner’in insancıl bir bakış açısıyla ele aldığı tüm yapıtlarında
eleştirel gerçeklik ön plandadır. Anlam,
genellikle alay ve tersinleme (ironi) olarak yer alır. Taner’in yapıtlarını
çözümleyebilmek için, felsefe, siyaset ve toplumbilim çok iyi bilinmelidir. Taner, aynı zamanda
tiyatro ve yazın sanatlarını iyi bilen bir estetisyen kimliğiyle de karşımıza
çıkar. Hem estetik kuram bilgisine hem de estetik anlatıma sahip olması
nedeniyle örnek bir yazın adamıdır. Taner’de dil, sadece bir anlatım aracı
değil, birden çok işlevi olan bir üst-dil kimliğiyle ifade bulur. İmge,
eğretileme, aktarma vb. birçok söz sanatıyla şiir diline uygun bir sahne dili
yaratmayı başarabilmiştir.
Taner’i çözümlemek demek, birden çok disiplini anlamak ve
anlamlandırmak demektir. Onun
yapıtlarında sadece dilin olanaklarından yararlanılmaz. Görüntü dili de oldukça
işlevseldir. Her replik dile gelir ve adeta canlanır. Taner tiyatrosu, birden
çok göstergeye kapı aralaması bakımından, dilbilim ve onun alt alanı
göstergebilim için incelenmeye en çok elverişli ürünleri içinde barındırır. Bunun yanında, Taner
tiyatrosunun oluşturduğu geniş gösterge evrenini, göstergebilimin rehberliğinde
çözümlemek önemli bir bilimsel yaklaşım olarak değerlendirilmelidir. Taner,
göstergelere birden çok anlam yükleyerek yapıtlarına derinlik katmayı becerebilmiştir.
Taner’in göstergeleri, geçmişten günümüze tüm tazeliğiyle yapıtlarında yer
almakta ve çözümlenmeyi beklemektedir. Taner tiyatrosunu çözümlemek, bir bakıma
Türk tiyatrosunu, yakın siyasal tarihimizi ve bunun yanında insana ait olan
evrensel değerleri gün ışığına çıkartarak anlamlandırmak demektir.
Taner tiyatrosu, ülkemizde hak ettiği biçimde incelenmeyi beklemektedir. Değerli
bilim insanları Prof.Dr. A. Yüksel ve M.
Miyasoğlu’nun gayretlerinin dışında geniş bir araştırma yapılamamıştır.
İncelememizde bu boşluğu hissetmemiz önemli bir rol oynamaktadır. Taner
tiyatrosunu anlamak ve onu tekrar günümüze taşımak bilimsel bir sorumluluktur.
Taner’in yapıtları sadece göstergebilimin yöntemleriyle değil, dilbilimin
verileri ışığında hatta estetik ve toplumbilim alanlarında da çözümlenmeyi
beklemektedir.
Kitabın kuramsal bölümünde Taner tiyatrosunun belirgin
özellikleri üzerinde durulmuş ve ardından Taner’in “gülmece anlayışı”
çözümlenmeye çalışılmıştır. Bu bölümde yukarıda adı geçen bilim insanları başta
olmaz üzere diğer araştırmacıların da
kaynaklarından yararlanılmış ve derleme yolu izlenmiştir. Göstergebilim başlığı
altında da gülmece göstergelerinin nasıl çözümlenebileceği üzerinde durulmuştur.
Kitabın özgün yanını “uygulama” bölümü oluşturmaktadır. Bu bölümde de, Taner
tiyatrosundan seçilen yapıtlar metindilbilimi çerçevesinde göstergebilimsel
çözümlemeye tabi tutulmuş ve dilden kaynaklanan gülmece içerikli göstergeler
incelenmiştir.
Metinler farklı yöntemlerle çözümlenebilir. İncelememizde
göstergebilimin “söylem çözümlemesi” alanı uygun bulunmuş ve Taner’in oluşturduğu göstergelerin anlam dünyaları irdelenmiştir. Üzerinde
önemle durulması gereken bir nokta da, incelemenin metin dilbilimi çerçevesinde
düşünülerek sahne dilini içermemesidir. Dolayısıyla bu yöntemin araştırmacılara
yeni bakış açıları kazandırması önemli bir beklentimizdir. Araştırmamızda
sadece “gülmece göstergeleri” çözümlenmemiş, Taner tiyatrosunun dikkate değer noktaları
da ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır.
Demet Taner tarafından hazırlanan “Haldun Taner
Belgeseli”nde “Büyük Usta”nın topluma olan borcunu yazarak ödemeye çalıştığına
değinilir. Bu borç sadece “Büyük Usta”ya ait değildir. Tüm yazar ve
araştırmacılar bu borcun mükellefidir. Sonuç olarak biz de bu borca ortak olmak
gayesiyle altına imzamızı attık. Umarız
bize düşen bu borcu ödeyebilmişizdir.
Türk tiyatrosunun Molier’i Taner, mütevazı kişiliği ve derin
kültür birikimiyle birçok açıdan üzerinde çalışılması gereken çok yönlü bir
sanat adamıdır. Ne mutlu ki Taner, hiç ölmeyecektir.
Nice yıllara Taner!...
Bu kitabın oluşumunda önemli katkıları olan, akademik
disiplinini her zaman örnek aldığım ve
H. Taner’in bir dönem derslerine girdiği hocam Öğr. Gör. Mehmet Sezgin’e,
kuramsal bölümde görüş ve eleştirilerinden önemli ölçüde yararlandığım Doç.Dr.
Nurhan Tekerek’e, kitabın kapak ve sayfa
düzenlemelerinde desteklerini esirgemeyen Doç. Ata Kaptan’a, tiyatro yaşantım
boyunca hep yanımda olan Adnan Yılmaz’a,
Prof. Ertuğrul Bayraktarkatal ile Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tiyatro Kulübü
öğrencilerine, eşim Dr. Müge Sönmez’e ve kitabın baskı aşamasında olumlu
eleştirileriyle beni yüreklendiren Sayın Dr. Demet Taner’e sonsuz şükranlarımı
sunarım.
Haziran 2006
Yorum Yap